BAE’nin mücevherat ithalatı 2011 yılı itibariyle 5,9 milyar dolardır. BAE’nin mücevherat ithalatında ilk sırada
altın mücevherat’ın da içinde bulunduğu gtip:711319 grubu gelmekte olup; bu ürün grubu toplam ithalatın
%99’nu oluşturmaktadır. Türkiye’nin bu ülkeye yönelik toplam mücevher ihracatı, 2011 yılında 699 milyon
dolar düzeyinde gerçekleşmiştir. BAE’ne gerçekleştirdiğimiz mücevher ihracatında ilk sırada altın
mücevherat bulunmakta olup; ihracatımızın %99’nu oluşturmaktadır. Türkiye, BAE’nin mücevherat
ithalatında ise % 5,6 pay ile 6.sırada yer almaktadır.
Pazardaki en önemli rakiplerimiz ise; Malezya, Hindistan, İtalya ve Singapur’dur. İtalyanlar tasarımda
oldukça güçlü konumdadır. Hindistan hem pazara yakınlık hem de Hint kökenlilerin ağırlıkta olması
nedeniyle pazarda önemli bir yere sahiptir.
BAE altın satın almak isteyenler için birçok alternatif sunan bir pazar konumundadır. Dünyada altın
mücevherat sektöründeki başlıca ülkelerin gerek üst gelir düzeyine gerekse orta ve alt gelir düzeylerine
hitap eden markaları pazarda bir arada bulunmaktadır. Bu nedenle pazar hem fiyat hem de ürün çeşitliliği
açısından oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Dubai’de altın alışverişinin merkezi konumundaki Gold
Souk’ta bulunan yaklaşık 350 mağaza tarafından günün her anında ortalama 20 ton mücevher
sergilenmektedir. BAE, dünyada kişi başına altın tüketiminin en yüksek olduğu ülkelerden birisidir.
Mücevher açısından bakıldığında ise yerel halkın mücevhere olan ilgisinin yanı sıra Afrika, Türkî
Cumhuriyetler, Rusya Federasyonu, Orta Doğu, Uzak Doğu açısından da ticaret ve dağıtım merkezi
konumundadır. Ayrıca Dubai’ye gelen turistlerin %95’inin altın mücevherat alışverişi yaptığı da
belirtilmektedir.
Dubai’nin sahip olduğu serbest ticaret ortamı ve vergilerin düşüklüğü de fiyatlar açısından alıcılara önemli
avantajlar sağlamaktadır. Düşük vergilerin yanı sıra ithalat hacminin büyüklüğü ve perakendeci ve
tedarikçilerin rekabetçi fiyatlara sahip olabilmek için düşük kar marjları ile çalışmaları da yine fiyatın düşük
olmasını doğuran sebeplerdendir.
Tüm dünyada olduğu gibi Dubai’de de mücevherat sektöründe marka denince üretici firmalardan çok
sektörde yer alan perakendeci firmalar akla gelmektedir. Söz konusu perakende firmaların bir kısmı hem
kendi üretimlerini hem de ithal ettikleri ürünleri sergilemektedir. Dubai’de mücevher sektöründe yer alan
ve markalaşmış önemli perakendeciler Damas, Joyalukkas, Dhamani, Pure Gold, ARY Jewellery, Al Fardan
ve Sarma firmalarıdır. Bu firmaların yanı sıra Tiffany & Co., Bulgari, De Beers, Chopard, Chanel Fine
Jewellery, David Morris, Graff, Piaget gibi uluslararası üne sahip markalar da pazarda yer almaktadır.
Uluslararası firmalar ise Wafi City, Mall of Emirates, Festival City gibi yeni açılan alışveriş merkezlerinde
bulunmaktadır.
Pazarda toptancılara satış yapılması eskiden daha çok kullanılan bir yöntem iken, artık ihracatçı firmalar
doğrudan perakende firmaları ile temasa geçmeyi tercih etmektedir. Pazarda kendilerine ait ofisleri olsa
dahi bu ofisi de yine toptancılara ulaşmak yerine perakende firmalarına ulaşmak için kullanmaktadırlar.
Toptancıların kar marjlarının azalmış olması da ihracatçı firmaları olumsuz yönde etkilemektedir.
Pazarda TV, radyo, gazete, dergi, açık hava alanları vb. her türlü tanıtım aracı bulunmaktadır. Tüm pazara
ulaşabilmek ve markanızın herkes tarafından tanınmasını sağlamak için ise yollarda yer alan açık hava
reklam araçlarını kullanmak etkili yöntemlerden biridir. Bu durumda da Şeyh Zayed Caddesi, havaalanı
yolu gibi gün içinde yoğun trafik akışının olduğu yolları tercih etmek daha uygundur. Açık hava
reklamlarının maliyeti ilanın verildiği yere bağlı olarak değişmekle birlikte yüksek olmaktadır. Pazarda
bulunan sektörel ve diğer dergilere de reklam vermek yine tanıtım amaçlı kullanılabilecek araçlardır.
Dubai’nin sahip olduğu kozmopolit, çok kültürlü nüfus yapısı pazarda birçok pazar bölümünün oluşmasına
neden olmuştur. Pazarda oldukça gösterişli, taşlı ürünlerin yanı sıra, daha az gösterişli ve modern tarzda
ürünler de yer almaktadır. Hintliler ve Araplar genellikle gösterişli ürünleri tercih etmektedir. Hintlilerin
tamamen kendine özgü bir tarzı bulunmaktadır. Araplar ise pırlantaya ve beyaz altına yönelik ürünleri de
talep etmeye başlamışlardır. Daha önceleri 18 karat altın Dubai’de satılmazken, bu tip ürünlerde pazarda
talep edilmektedir. Pazarda 18 karatlık ürünler Avrupalı turistler için satılırken, 22 karat ise Asya kökenliler
için satılmaktadır. Arap kökenliler ise mücevheri alış amaçlarına bağlı olarak farklı karatlarda ürün satın
almaktadırlar. Gelir düzeyi yüksek olan Araplar da düşük karatlı altın mücevherat tercih etmeye
başlamışlardır. Bunun nedeni ise yeni yatırım araçlarının ortaya çıkması ile artık altının eskisi kadar yatırım
amaçlı olarak kullanılmamasıdır. Bu tarz ürünlerde tasarım diğer ürünlere göre daha da ön plana
çıkmaktadır.
Pazarda Araplar daha çok tam takım set (Kolye, yüzük, küpe, bilezik) tercih ederken, Ruslar kolye ucu ve
2–3 parçalı seti, Avrupalılar ise genellikle sahip oldukları bütçeye bağlı olarak set veya daha az parça
satın almayı tercih etmektedirler. Hintliler ise ağırlıklı olarak kolye ve küpe almaktadır. Hintliler dini
inançları itibariyle yüksek miktarlarda altın satın almaktadırlar. Dini bayramlarda hem kendilerine hem de
hediye olarak satın almaktadırlar. Bu bayramlardan en önemlisi Diwalidir. Diwali Ekim veya Kasım
aylarında kutlanmaktadır.
Dubai Belediyesi tarafından yapılan düzenlemeler ile altın mücevherat firmalarına sattıkları ürünün saflığını
belirten ayar damgalarının konulması zorunluluğu getirilmiştir. Dubai Belediyesi, kaliteli mücevherlerin
satıldığı bir pazar şeklinde bir üne sahip olan Dubai’nin bu ününü kaybetmesini önlemek ve desteklemek
amacıyla mücevher mağazalarına yönelik olarak Good Jewellery Trading Practice (GJTP – İyi Mücevher
Ticareti Uygulaması) ismiyle bir sertifika uygulaması başlatmıştır.
Dubai şu anda sahip olduğu ortam ve geleceğe yönelik beklentiler itibariyle altın mücevherat sektörümüz
açısından taşıdığı önemi önümüzdeki dönemde daha da artıracaktır. Hem iç pazarın sahip olduğu satış
hacmi hem de bölgesindeki dağıtım üssü konumu firmalarımıza yeni fırsatlar yaratacaktır. Mücevher
ürünlerine uygulanan gümrük vergileri MFN ülkeleri için %5’tir. GAFTA ve (KİK) üye ülkeleri için ise gümrük
vergileri %0 olarak uygulanmaktadır.
Ambalaj Malzemeleri
BAE’nin gtip: 3923 grubunda yer alan plastikten eşya taşınmasına ve ambalajlanmasına mahsus malzeme
ithalatı, 2011 yılında 140 milyon dolar tutarındadır. Söz konusu ürün grubunda Türkiye’den BAE’ne yapılan
ihracat, 2011 yılında ise 5,2 milyon dolardır.
BAE, ithalatın yaklaşık % 26’sını Çin’den gerçekleştirilmektedir. Çin, Hindistan, Belçika, Almanya, ABD ve
Türkiye pazardaki diğer önemli tedarikçi ülkelerdir. Türkiye İthalatta KİK ülkeleri gümrük vergisinden
muaftır, ülkemizin dahil olduğu MFN ülkelerine uygulanan gümrük vergisi %5’tir.
Aydınlatma Gereçleri
2011 yılında, 418,8 milyon doların üzerinde aydınlatma ürünleri ithal eden BAE, bu ithalatın %1’ni
Türkiye’den gerçekleştirmiştir. Türkiye’den yapılan ithalat, 2011 yılında 4,3 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir.
BAE aydınlatma pazarında Çin, İtalya, Almanya, İngiltere, ABD ve Türkiye önemli rakiplerdir. BAE, PAFTA
ülkelerine %0, diğer tüm ülkelere ise %5 gümrük vergisi uygulamaktadır.
Beyaz Eşya
2011 yılı itibariyle, BAE’nin 159 milyon dolarlık çamaşır makinesi ithalatının 4,2 milyon dolarlık kısmı
Türkiye’den temin edilmiştir. Türkiye, BAE pazarında % 1,8 pazar payına sahiptir.
Birleşik Arap Emirlikleri’nin 527,3 milyon dolarlık dondurucular ve buzdolabı ithalatının 2011 yılında 12,9
milyon dolarlık kısmı Türkiye’den temin edilmiştir. Türkiye’nin yaklaşık 1,8 milyar dolarlık dondurucular ve
buzdolabı ihracatı olduğu düşünülürse, BAE’ne ihracatımızın potansiyelin oldukça altında olduğu
görülmektedir. BAE tüm ürünlere %5 gümrük uygulaması yapmaktadır. Yalnızca serbest ticaret anlaşması
yaptığı ülkelerden PAFTA ve KİK üyesi ülkelerden gümrük vergisi almamaktadır.
Türkiye, 2011 yılında toplam 387 milyon dolarlık elektrikli ev cihazları ithalatı yapan BAE’n pazarına, 2011
yılında ise 4,4 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirmiştir.
BAE elektrikli ev cihazları toplam ithalatında en önemli ürünler olarak fritözler, su kaynatma kapları,
depolu su ısıtıcılar, ocaklar, ızgara ve kızartma cihazları, gömme fırınlar, elektrikli ütüler, mikrodalga fırınlar,
kahve ve çay yapmaya mahsus cihazlar sıralanabilir. Türkiye’nin BAE’ye ihracatında önemli ürünler ocaklar,
pişirme sacları, ızgaralar kızartma cihazları, gömme fırınlar, tost makineleri, mikrodalga fırınlar, saç
kurutucular, kahve veya çay yapmaya mahsus cihazlar, elektrikli ütüler, fritözler, su kaynatma kapları’dır.
Elektrikli ev cihazları pazarında Çin, İtalya,Japonya, Fransa, ve ABD önemli rakiplerdir. BAE bu ürün
grubunda %5 gümrük vergisi uygulamaktadır.
Boru ve Bağlantı Parçaları
BAE, 2011 yılında 133,7 milyon dolar değerinde plastik boru ve bağlantı parçaları ithalatı yapmış olup;
ithalatın % 48’ni ABD, Çin ve İngiltere’den gerçekleştirmiştir. Türkiye BAE pazarına, 2011 yılında 5,4 milyon
dolarlık ihracat yapmıştır.
BAE pazarı, inşaatlarda kullanılan plastik boru ve bağlantı parçaları için gelişmekte olan bir pazardır ve
söz konusu ürün ihracatında dünya sekizincisi olan Türkiye’nin bu ülkeye çok daha fazla ihracat yapacak
potansiyeli bulunmaktadır. İhracatçılarımızın bu ülkede pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermesi halinde
pazar payımızın artırılabileceği düşünülmektedir.
Cam ve Seramik İnşaat Malzemeleri
BAE 2011 yılında, 226,4 milyon dolar değerinde seramik yer ve duvar kaplamaları ithalatının yaklaşık %
48’ni Çin’den satın almıştır. Diğer tedarikçi ülkeler sırasıyla İspanya, İtalya, Türkiye ve Umman’dır.
Türkiye’nin pazar payı % 2’dir. 2011 yılında, bu ülkeye 1,7 milyon dolarlık ihracat yapılmıştır.
Seramik kaplama ihracatında dünya dördüncüsü olan Türkiye’nin BAE seramik kaplama pazarına
yoğunlaşması halinde pazar payımızın çok daha fazla artacağı düşünülmektedir. BAE, PAFTA ve KİK üye
ülkelerinden yaptığı ithalatta %0 gümrük vergisi uygularken diğer ülkelerden %5 gümrük vergi almaktadır.
Demir Çelik
BAE’ın demir çelik ve demir çelikten eşya ithalatı içinde demir çelik çubuklar ilk sırada yer almaktadır. İkinci
sırada demir çelik yassı ürünler (genişliği 600mm’den fazla olan demir çelik rulo saclar) gelmektedir.
Ardından demir çelikten inşaat aksamı, demir çelik profiller, demir çelik borular ve demir çelik filmaşin
gelmektedir.
BAE, 2011 yılında 2 974 milyon dolar değerinde demir çelik ithal etmiş olup; ithalatın % 29’nu Türkiye’den
tedarik etmiştir.
2011 yılında 776 milyon dolarlık demir çelik ithal eden BAE’de, tüm dünyayı etkileyen finansal kriz sonrası
inşaat sektörü yavaşlasa da halen hareketlidir. Dolayısı ile BAE pazarı, genellikle inşaatlarda kullanılan
demir çelik çubuklar için potansiyel bir pazardır. Türkiye’nin pazardaki artan talebi yakalayarak pazar
payını muhafaza ettiği görülmektedir.
2011 yılında, BAE 732 milyon dolar değerinde genişliği 600mm’den fazla olan demir çelik rulo sac ithal
etmiştir. İthalatın yarıya yakını Çin, Ukrayna ve G.Kore’den tedarik edilmiştir.
BAE 2011 yılında 582 milyon dolar değerinde demir çelikten inşaat aksamı ithal etmiştir. İthalat yapılan
başlıca ülkeler Çin, Almanya, Hindistan, İtalya, G.Kore ve Türkiye’dir. BAE’nin inşaat aksamı ithalatının
artmakta olduğu ve söz konusu üründe yüksek ihraç potansiyeli olan Türkiye’nin bu ülkede pazarlama
faaliyetlerine ağırlık vermesi halinde pazar payını artırılabileceği düşünülmektedir.
2011 yılında, BAE 521,9 milyon dolar değerinde demir çelik profil ithal etmiştir. Demir çelik profillerin yarısı
Çin ve Kore’den ithal edilmektedir. Diğer tedarikçi ülkeler Türkiye, İspanya ve Japonya’dır. Demir çelik
profil ihracatçılarımızın bu ülkeye yönelik pazarlama çalışmalarını artırmaları halinde azalmakta olan pazar
payımızın tekrar yükseleceği düşünülmektedir.
BAE, 2011 yılında 292 milyon dolar değerinde demir çelikten diğer borular ve içi boş profil ithalatı yapmış
olup; ithalatın % 50’si Çin ve Hindistan’dan temin edilmiştir. Diğer tedarikçi ülkeler arasında başlıca Kore,
İngiltere ve Almanya vardır.
2011 yılında BAE 31,9 milyon dolar değerinde demir çelik filmaşin ithal etmiştir. Filmaşin ithalatının % 56’sı
Türkiye’den yapılmıştır.
Doğal Taşlar
BAE, 2011 yılında 215,2 milyon dolarlık işlenmiş doğal taş ithalatı yapmıştır. BAE’nin dünya ithalatındaki
payı % 3’tür. 2011 yılında, Türkiye’nin BAE’ne gerçekleştirdiği işlenmiş taş ihracatı 29 milyon dolar olarak
gerçekleşmiştir. İhraç ettiğimiz ürünler arasında 680221 gtip numarasında yer alan yontulmuş –kesilmiş
mermer traverten ve su mermeri ilk sırada yer almaktadır.
2011 yılında BAE’ne doğal taş ihracatı yapan ülkeler; İtalya, Çin, Hindistan, Umman ve Türkiye’dir.
Türkiye’nin, BAE doğal taş ithalatındaki payı % 7,4’dür. Mermerin başlıca kullanım alanı inşaat sektörüdür.
Bu nedenle BAE inşaat sektörünün gelişimi, doğal taş alımında kilit rol oynamaktadır. Doğal taşlara
uygulanan gümrük vergileri MFN ülkeleri için %5’tir. PAFTA ve KİK üye ülkeleri için ise gümrük vergileri %0
olarak uygulanmaktadır.
Elektrikli Makineler ve Kablolar
ELEKTRİK TRANSFORMATÖRLERİ, ROTATİF ELEKTRİK KONVERTÖRLERİ,
ELEKTRİK DEVRESİ TEÇHİZATI (gtip: 8504, 8502, 8536)
2008 yılında toplam 974 milyon dolarlık elektrik transformatörleri (8504) ithalatı yapan BAE’ye 81 milyon
dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye’nin BAE’nin toplam ithalatındaki payı %8’dir. BAE’nin söz konusu
üründe 2008 yılında bir önceki yıla göre ithalatı yüzde 54 artmıştır. Diğer taraftan Türkiye’nin BAE’ye
ihracat artışı aynı dönemde yüzde 105’dir. 2009 yılında ise bir öncekli yıla göre elektrik transformatörleri
ihracatımızın % 13.5 azaldığı görülmektedir.
BAE rotatif elektrik konvertörleri (8502) 2008 yılında 631 milyon dolar ithalat yapmıştır. Bunun sadece 15
milyon dolarlık kısmı ülkemizden ithal edilmiştir. 2008 yılında ihracatımızda bir önceki yıla göre % 17 artış
sağlanırken 2009 yılında ihracatta % 73’lük azalma görülmektedir.
Elektrik devresi teçhizatı (8536) ürün grubunda 2008 yılında BAE, 688 milyar dolar ithalat yapmıştır.
Benzer biçimde, 2008 yılında 21 milyon dolar ihracat yapan Türkiye, bir önceki yıla göre %37 artış
sağlarken, 2009 yılında %44 azalma yaşamıştır.
BAE elektrik transformatörleri pazarında Almanya (%16), Çin (%11), Japonya (%11), İtalya (%9) ve
G.Kore (%9) gibi rakipler bulunmaktadır. BAE’nin rakip ülkelere uyguladığı gümrük oranlarının % 0-5
arasında değiştiği görülmektedir. BAE rotatif elektrik konvertörleri pazarında ise İngiltere (%39), ABD
(%19), Çin (%15), Japonya (%7) ve Lübnan (%4) önemli ihracatçı ülkelerdir. BAE rotatif elektrik
konvertörleri ithalatında %5 gümrük vergisi uygularken GAFTA anlaşması çerçevesinde Lübnan’a %0
gümrük vergisi uygulamaktadır. Almanya (%15), Çin (%13), Fransa (%13), İngiltere (%11), İtalya (%9)
BAE elektrik devresi teçhizatı pazarında önemli ihracatçılardır. BAE bu ürün grubuna % 0-5 arasında
gümrük vergisi uygulamaktadır.
İZOLE EDİLMİŞ TELLER KABLOLAR (gtip: 8544)
2011 yılında, BAE’nin kablo ithalatı 1,2 milyar dolar olup; Türkiye’den ithalatı 18,9 milyon dolar gibi çok
düşük bir miktardır. Bu ürün grubunda Türkiye’nin 2,3 milyar dolarlık toplam ihracatı vardır.
BAE’nin ulaşım, inşaat ve iletişim alanlarında ciddi yatırım projeleri mevcuttur. Deniz taşımacılığında
kapasiteyi ve kaliteyi artırmak amacıyla yeni liman yapım projeleri yürütülmektedir. Liman yatırımlarının
yanı sıra havaalanı ve diğer altyapı yatırım programları Türk kablo ihracatçıları için önemli bir potansiyel
teşkil etmektedir. Ayrıca BAE’de telekomünikasyon alanında yapılan yatırımlarla birlikte telefon ve internet
kullanımı oldukça yaygındır. Haberleşme, elektrikli makineler, uçak ve gemi sanayi gibi pek çok alanda
ürün tedarik eden Türk kablo sektörü için BAE önemli bir pazar olarak karşımıza çıkmaktadır.
BAE’ye en çok kablo ihraç eden ülke sıralamasında ilk sırada % 14 payla Çin yer almaktadır. Pazarda ABD,
G.Kore, Umman, Fransa, BAE kablo pazarında Türkiye’nin karşısına çıkan diğer önemli rakip ülkelerdir.
BAE kablo ithalatı sırasında Türkiye, AB ve diğer üçüncü ülkelere %0 ile %5 arasında değişen oranlarda
gümrük vergisi uygulamaktadır. PAFTA ülkelerine ise gümrük vergisi %0 olarak uygulanmaktadır.
Elektronik
2011 yılında, BAE’nin tv alıcı cihazları ithalatı 2 milyar dolardır. Türkiye’nin bu sektörde tüm dünyaya
toplam 1,8 milyar dolar tutarında ihracatı olup; bu üründe BAE pazarına,2011 yılında 6,2 milyon dolar gibi
çok küçük miktarlarada ihracat yapılmıştır.
Malezya % 44,6 pazar payı ile 2010 yılında, BAE pazarına en çok ihracat yapan ülkedir. Bu ülkeyi Çin,
G.Kore, Singapur ve Tayland diğer önemli tedarikçi ülkeler izlemektedir. BAE tv alıcı cihazları ürün
grubunda %0-5 arasında gümrük vergisi uygulamaktadır.
Ev Tekstili
BAE’de tekstil ve konfeksiyon sanayi bulunmadığından ev tekstili ve dekoratif kumaşların tamamına yakını
ithalatla karşılanmaktadır. 2011 yılında, BAE’nin ev tekstili ithalatında 1,3 milyar dolarla döşemelik/
perdelik kumaşlar başta gelmekte, bu ürünü 284,6 milyon dolarla yatak çarşafları, masa örtüleri ve
tuvalet ve mutfak bezleri izlemektedir.
Döşemelik/ perdelik kumaşlar ürün grubunda da Çin, % 39 pazar payıyla en önemli tedarikçidir. Güney
Kore % 16, Hindistan % 24, Endonezya % 11 ve Japonya % 5 pazar payıyla diğer önemli tedarikçilerdir.
Dünyanın önemli perdelik ve döşemelik kumaş üreticilerinden biri olan Türkiye’nin bu ürünlerdeki ihracatı
ise 6,5 milyon dolarla oldukça düşük bir seviyede bulunmaktadır.
Yatak çarşafları, masa örtüleri ve tuvalet ve mutfak bezlerinde, BAE’nin en büyük tedarikçisi Çin(% 52) pazar payına sahiptir.
Bu ülkeyi sırası ile Pakistan (%30), Hindistan (%3,5) izlemektedir.
Halı
Arap ülkelerinde yer kaplamalarında çoğunlukla halı tercih edilmektedir. Birleşik Arap Emirlikleri’nin 76
milyon dolarlık 5702 gtip numaralı makine halısı ithalatının, 2011 yılında 35 milyon dolarlık kısmı
Türkiye’den temin edilmiştir. 2011 yılında BAE’ye makine halısı ihracatımız % 52 artmıştır.
BAE tüm ürünlere %5 gümrük uygulaması yapmaktadır. Yalnızca serbest ticaret anlaşması yaptığı
ülkelerden (Pan-Arab Serbest Ticaret Bölgesi (PAFTA), Körfez İşbirliği Konseyi (GCC), Büyük Arap Serbest
Ticaret Bölgesi GAFTA) gümrük vergisi almamaktadır. Ülkenin ilk 5 tedarikçisi arasından sadece Suudi
Arabistan ile serbest ticaret anlaşması olduğu için gümrük vergisi sıfırdır.
Hazır Giyim
BAE’de tekstil ve hazır giyime dayalı bir sanayi bulunmadığından, hazır giyim ihtiyacının tamamına yakını
ithalatla karşılanmaktadır. BAE hazır giyim ithalatının büyük bir kısmını, Çin’den gerçekleştirmektedir. Diğer
iki önemli tedarikçi Hindistan ve İtalyadır. Türkiye’nin BAE’ne hazır giyim ihracatı oldukça düşüktür.
BAE tüm ürünlere % 5 gümrük uygulaması yapmaktadır. Yalnızca serbest ticaret anlaşması yaptığı
ülkelerden PAFTA ve KİK üyesi ülkelerden gümrük vergisi almamaktadır.
İnşaat Malzemeleri
Prefabrik yapılarda BAE’nin toplam ithalatı 2011 verileriyle 50 milyon dolar olmuştur. Türkiye’nin BAE
pazarına, 2011 yılı ihracatı 6,5 milyon dolardır.
Çin, % 21 payla pazarda en büyük tedarikçidir. Türkiye’nin pazar payı ise 15’dir. Fransa, ABD ve G. Afrika
diğer önemli tedarikçi ülkelerdir. İthalatta KİK ülkeleri gümrük vergisinden muaftır, ülkemizin dahil olduğu
MFN ülkelerine uygulanan gümrük vergisi %5’tir.
2011 yılında, BAE’nin kablo ithalatı 1,2 milyar dolar olup; Türkiye’den ithalatı 18,9 milyon dolar gibi çok
düşük bir miktardır. Bu ürün grubunda Türkiye’nin 2,3 milyar dolarlık toplam ihracatı vardır.
BAE’nin ulaşım, inşaat ve iletişim alanlarında ciddi yatırım projeleri mevcuttur. Deniz taşımacılığında
kapasiteyi ve kaliteyi artırmak amacıyla yeni liman yapım projeleri yürütülmektedir. Liman yatırımlarının
yanı sıra havaalanı ve diğer altyapı yatırım programları Türk kablo ihracatçıları için önemli bir potansiyel
teşkil etmektedir. Ayrıca BAE’de telekomünikasyon alanında yapılan yatırımlarla birlikte telefon ve internet
kullanımı oldukça yaygındır. Haberleşme, elektrikli makineler, uçak ve gemi sanayi gibi pek çok alanda
ürün tedarik eden Türk kablo sektörü için BAE önemli bir pazar olarak karşımıza çıkmaktadır.
BAE’ye en çok kablo ihraç eden ülke sıralamasında ilk sırada % 14 payla Çin yer almaktadır. Pazarda ABD,
G.Kore, Umman, Fransa, BAE kablo pazarında Türkiye’nin karşısına çıkan diğer önemli rakip ülkelerdir.
BAE kablo ithalatı sırasında Türkiye, AB ve diğer üçüncü ülkelere %0 ile %5 arasında değişen oranlarda
gümrük vergisi uygulamaktadır. PAFTA ülkelerine ise gümrük vergisi %0 olarak uygulanmaktadır.
Kozmetik ve Kişisel Bakım Ürünleri
BAE kozmetik ve kişisel bakım ürünleri pazarı son yıllarda hızla büyümektedir. Ülkede kozmetik ürünler
modern yaşamın parçası olarak değerlendirilmekte olup; satışlar son yıllarda büyük artış göstermiştir. BAE
ve diğer Körfez ülkelerinde yaşam standartlarının yüksek olması kozmetik ve parfüm ithalatını ve
dolayısıyla tüketiminin artmasına yok açmaktadır.
BAE, 2011 yılında 197 milyon dolarlık traş kremleri ve deodorant ithalatı yapmıştır. BAE’nin dünya
ithalatındaki payı %2’dir. Traş kremleri ve deodorant ithalatı Almanya, Fransa ve İngiltere’den tedarik
edilmektedir. Aynı yıl Türkiye’nin 219 milyon dolarlık traş kremleri ve deodorant ihracatı olup; BAE pazarına
ihracatımız % 10 artmış ve 9,4 milyon dolar olmuştur.
Saç bakım ürünleri pazarında ise BAE’nin 2011 yılı ithalatı, 131 milyon dolardır. BAE saç bakım ürünleri
ithalatını Hindistan, ABD ve AB pazarlarından temin etmektedir. 2011 yılında, Türkiye’nin toplam saç bakım
ürünleri ihracatı 118 milyon dolardır. BAE’ne gerçekleştirilen ihracat ise 1,6 milyon dolar tutarındadır.
2007-2015 yılları arasında, BAE pazarında özellikle cilt bakım ürünlerine olan talebin artması nedeniyle
kozmetik ürünler talebinin yılda ortalama %10-15 oranında büyümesi, parfüm ürünlerine olan talebin ise
yılda ortalama % 10 oranında büyümesi beklenmektedir. Kozmetik ve tuvalet malzemeleri tüketim
harcamalarının yüksek oluşu; BAE pazarında tedarikçilerin pazara yeni ve yenilikçi ürünler sunmasına ve
pazar paylarını artırmaya çalışmalarına neden olmaktadır. Pazardaki kadın tüketicilerin büyük kısmı için
görünüm önemli olup; çok tanınan markaların ürünlerini satın alma eğilimindedirler.
BAE, kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinde çok büyük bir pazar olup; bir yandan da komşu ülkeler Suudi
Arabistan, Umman, Kuveyt, ve Katar’a ihracat gerçekleştirmektedir. İthalatta KİK ülkeleri gümrük
vergisinden muaftır, ülkemizin dahil olduğu MFN ülkelerine uygulanan gümrük vergisi %5’tir.
Mobilya
2011 yılında, BAE 1 497,3 milyon dolar tutarında mobilya ithal etmiştir. Oturmaya mahsus mobilyalarda,
pazarda Çin en büyük tedarikçidir. İtalya, Malezya, Almanya ve ABD diğer önemli tedarikçilerdir.
Türkiye’nin, 2011 yılı toplam mobilya ihracatı 1,5 milyar dolardır. BAE pazarına yapılan ihracat ise 17,3
milyon dolar civarında gerçekleşmiştir.
Mobilya sektöründe Dubai Emirliği Ortadoğu’nun dağıtım merkezi konumunda olup; Orta Asya ülkeleri,
Afrika ülkeleri ve Rusya’dan gelen alıcılar mobilya ve ev eşyasını buradan temin etmektedir. Mobilya ve ev
dekorasyon ürünlerinde toptan, perakende ve re-export amaçlı olmak üzere üç türlü satış
gerçekleşmektedir.
Perakende sektöründe pazarda, yerel araplar, yabancı çalışanlar ve turistler olmak üzere üç farklı tüketici
grubu vardır. Yerel Araplar, klasik mobilya ve Avrupa’da üretilmiş mobilyaları tercih ederken, üst gelir
düzeyindeki yabancı çalışanlar fonksiyonel modern mobilya satın almaktadır. Güney Asya ülkelerinden
gelmiş, düşük gelirli yabancı çalışan nüfusun tamamı ise ucuz olan Çin malı ürünleri talep etmektedir. Yerel
Araplar mobilya alışverişi yaparken, yemek odası takımlarını 5-10 yılda, koltuk takımlarını 1-2 yılda bir
değiştirmektedir. Yatak odası mobilyasında ise daha ucuz ürünleri tercih etmektedirler. Villalarda oturanlar
genelde “meclis” dedikleri odalar için genelde 2-2,5 takım oturma grubu ve halı satın almaktadırlar.
Yabancılar genelde uluslararası şirketlerde çalışan üst düzey yöneticilerdir. Bunlar tek başına yaşıyorsa
gökdelenlerde, aileleriyle yaşıyorlarsa villalarda oturmaktadır. Bu durumda aldıkları mobilya ve eşyalar
değişmektedir. Gökdelenlerdeki evler 1-3 odalı olup; odalar küçük olduğundan, küçük boyutlu oturma
grupları, koltuklar ve fonsiyonel eşyalar kullanılmaktadır.
Villalar, genelde 8-10 odalıdır. Villalar için büyük, modern oturma grupları ve yemek odaları tercih
edilmektedir. Buralarda oturanlar 40 yaş üstü ise tercih klasik mobilya, 40 yaş altı ise modern mobilya
olmaktadır. Pazarda, ahşap mobilya’da Arap motifli, yoğun işçilikli, altın ve bronz kaplama ürünler satın
alınmaktadır. Swarosski taşlarıyla süslenmiş her çeşit ürün pazarda talep bulmaktadır. Masif mobilya’da
genelde koyu renkli kayın, gürgen ve ceviz ağaçları beğenilmektedir. Klasik-modern arası “avangard”
mobilyada beyaz renkteki mobilya satışları yüksektir. Satışlarda ağırlık öncelikle koltuk takımı, sonra
yemek odası ve en son yatak odası satın alma şeklinde olmaktadır.
BAE’ne turist olarak gelen ve alışveriş yapanlar arasında; Rus, Afrika ve Orta Asya Cumhuriyetlerinden
gelenler ağırlıktadır. Sudan, Nijerya, Umman, Azerbaycan, Suudi Arabistan ve Rusya’dan gelen alıcılar
genelde Sharjah’daki mobilyacılar sitesinden uygun fiyatlı ve kaliteli mobilyaları almakta ve nakliye
firmaları aracılığıyla ülkelerine göndermektedirler.
Ahşap mobilya’da pazardaki en önemli rakipler İtalya ve Çin’dir.Ucuz ve düşük kaliteli mobilya ürünlerinde
pazara Çin firmaları hakimdir. İtalyan firmaları, genelde mağaza açmamakta, proje bazlı çalışmaktadır.
Malezya modern tarz mobilya’da önemli bir tedarikçidir. Ofis mobilyası sektöründe Malezya pazarından
sandalye tedarik eden büyük firmalar olduğu görülmüştür.
Mobilya ve dekorasyon ürünlerinde pazara üç şekilde girmek mümkün görünmektedir. Mağaza açmak,
fuarlara katılmak ve distribütörlerle çalışmak. Her üçünde hitap edilen müşteri grubu farklıdır. Mağaza
açtığınızda amaç perakende satış olup; yereller, yabancı çalışanlar ve turistik amaçla pazara gelenlere
satış yapılmaktadır. Fuarlara katılındığında toptan satış yapmak, mimar ve tasarımcılarla proje bazlı
çalışmak amaçlanmaktadır.Distribütörlerle çalışmak hem toptan satış yapmak hemde re-export amaçlı
satışlar için tercih edilmektedir.
Gerek şirket kuruluşlarında gerekse perakende satış amaçlı mağaza açmak için %51 yerel ortaklık
aranmaktadır. Mağaza açıldığında başında Türk yetkili olması önemlidir. Kar marjı açısından perakende
müşteri daha avantajlı görülmektedir.
Pazarda standart zorunluluğu olmadığı gibi CE işareti istenmemektedir. TSE benzeri bir uygulama yoktur.
Ancak bu durum TSE ve CE belgeli Türk ürünleri için dezavantaj yaratmaktadır.
Pazarda Türkiye konusunda oluşmuş bir imaj bulunmamaktadır. Kurumsallaşmamış firmaların pazara
girmekte başarılı olma şansı daha düşük görülmektedir. Pazarda Türkiye imajı konusunda çalışmalar
yapılması gerekmektedir. BAE pazarında tüketiciye ulaşmak için en uygun yöntem önce medya daha sonra
da halkla ilişkilerin devreye girmesidir. Pazardaki Türk firmaları tanıtım amaçlı magazin dergilerine reklam
vermektedir. Bu dergilere genelde yıllık reklam verilmekte olup; Arap müşteriler renkli kataloglara bakmayı
tercih etmektedir. TV reklamları çok az kullanılmaktadır. Outdoor reklamlar ise pahalı olduğu için çok az
kullanılmaktadır.
Pazardaki Türk firmaları tanıtım amaçlı magazin dergilerine (“Hello”, “Golf News”, “Times”) reklam
vermektedir. Bu dergilere genelde senelik reklam verilmekte olup; Arap müşteriler renkli kataloglara
bakmayı tercih etmektedir.
Perakende müşterisine ulaşmak için Türk firmalarının izlediği yöntem daha çok inşaat halindeki villaları ve
fuarlarda tanışılan mimarları, tasarımcıları ziyaret etmek olmaktadır. Pazarda satışlar genelde nakit olarak
yapılmakta, çek kabul edilmemektedir. İhracatta akreditif mutlaka gerekmekte, ürün tesliminden önce tüm
ödemeler yapılmış olmalıdır.
Pazarda, PAFTA ülkeleri ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkeleri için mobilya ürünlerinde gümrük
vergisi oranları %0 olarak uygulanmaktadır. MFN ülkeleri için ise gümrük vergisi %5’tir.
Dubai’nin özellikle son 5 yılda hızlı bir ilerleme kaydederek Körfez Bölgesinin ve Ortadoğu’nun ticaret ve
turizm açısından cazibe merkezi haline gelmesine bağlı olarak, kentte inşaat sektörü de büyük bir atılım
yapmış ve müteahhitlik projelerinde kontrolsüz bir patlama yaşanmıştır. Şehirde liman, havalimanı, metro,
karayolları, köprüler, enerji, su arıtma ve atık değerlendirme tesisleri, tema parkları ve eğlence alanları,
sanayi bölgeleri, oteller, toplu konut bölgeleri, alışveriş merkezleri gibi parasal değeri yaklaşık 400 milyar
ABD Dolarını bulan yüzlerce proje birbiri ardına uygulamaya sokulmuş, böylece 2008 yılı son çeyreğine
kadar, müteahhitlik hizmetleri sektöründe kişi başına düşen harcama bakımından Dubai, dünyanın önde
gelen yerlerinden birisi konumuna yükselmiştir.
Ancak 2007 yılı Ağustos ayında ABD’deki subprime mortgage kredileri ile başlayan finansal krizin, 2008 yılı
Eylül ayından itibaren global bir ekonomik krize dönüşmesi, Dubai’yi doğrudan ve çok ciddi ölçülerde
etkilemiş olup, inşaat faaliyetleri durma noktasına gelmiş, borsa endeksi %70-80 civarında düşüş
kaydetmiş, otel doluluk oranları ve turizm gelirleri yarı yarıya azalırken ticari faaliyetler de büyük darbe
yemiştir.
Yaklaşık 2 milyonluk nüfusunun %90’ı vatandaşlık hakkı olmayan yabancı çalışanlardan müteşekkil
Dubai’nin gelirlerinin büyük bölümü inşaat faaliyetleri, turizm ve re-export gelirlerinden oluşmakta olup,
şehrin GSMH’daki petrol gelirlerinin payı %5 civarındadır.
Kredi imkanlarının daralması ve piyasadaki hakim alıcı unsurlar olan yabancıların geri çekilmesiyle
gayrimenkul alım talepleri bir anda sıfırlanmış ve fiyatlar %60 civarında düşmüştür. Bu düşüş şehirdeki
inşaat faaliyetlerini durma noktasına getirmiş ve yüzlerce proje ya tümüyle iptal edilmiş veya
ertelenmiştir. Halen metro inşaatı dışında Dubai’de, krizden etkilenmeyen proje yok gibidir, bitmeye yakın
inşaat faaliyetleri bile yavaşlatılmış durumdadır. İptal edilen veya ertelenen projeler arasında, deniz
doldurularak yapılmasına başlanan ve üzerinde 1 milyon civarında insanın yaşaması planlanan Palm Deira,
Palm Jebel Ali, Dünya ve Kainat adaları ve Waterfront adacıkları, Dubai’nin bir bölümünü ada haline
getirecek ve etrafında yerleşim birimlerinin yer alacağı 75 km uzunluğunda, 75-150 metre genişliğinde ve
6 metre derinliğindeki Arabian Canal projesi, 1 km yüksekliğindeki dünyanın en uzun gökdeleni,
Disneyland’ın 8-10 katı büyüklüğünde bir eğlence merkezi olması öngörülen Dubailand projesi ve yeni bir
fuar alanı inşa edilmesi gibi her biri milyarlarca dolar değerindeki çok sayıda proje bulunmaktadır. Yine çok
sayıda otel, alışveriş merkezi, villa, işyeri ve toplu konut projesi de ya tümüyle iptal edilmiş ya da belirsiz
tarihlere kadar askıya alınmış durumdadır.
Türk müteahhitlik sektörünün son yıllarda büyük projeler gerçekleştirdiği yerlerden birisi olan Dubai’de
yaşanan kriz, burada iş yapan Türk müteahhitlik firmalarını da doğrudan etkilemiş olup, özellikle belediye,
karayolları, fuar idaresi gibi kamu kurumlarına iş yapan firmalarımız, aylardır hakedişlerini
alamadıklarından, faaliyetlerini durdurma noktasına gelmiş, bazı firmalarımız ise çalışanlarını ülkelerine
geri göndererek şantiyelerini kapatmak zorunda kalmışlardır.
BAE topraklarının ve toplam petrol gelirlerinin %85’lik kısmına sahip olan Abu Dhabi Emirliğinde, son
yıllardaki yüksek petrol fiyatlarına bağlı olarak biriken, ancak özellikle ABD’deki batık banka ve portföy
yatırımları nedeniyle 200 milyar ABD Doları tutarına indiği tahmin edilen, hükümete ait yatırım fonunun
varlığı, krizin etkisinin bu emirlikte Dubai’ye göre sınırlı kalmasını sağlamış ve inşaat projelerinde
yavaşlama olmakla birlikte henüz büyük çaplı iptaller yaşanmamıştır. Dubai’de işleri iptal edilen veya
sıkıntıya giren firmaların bir kısmı, Abu Dhabi’ye taşınarak yeni iş imkanları arayışına girmişlerdir.
BAE’nin Kuzey Emirlikleri olarak bilinen Sharjah, Ajman, Umm Al Quwein, Ras Al Khaimah ve Fujairah
emirlikleri de tüm dünyada yaşanan krizden etkilenmekle birlikte, emirliklerin inşaat ve genel ticari
faaliyetleri Dubai’deki kadar yoğun olmadığından, krizin etkisi de buralarda nispeten daha hafif
hissedilmektedir.
Global krizin tüm dünyada izleyeceği seyre bağlı olarak, BAE’de de kısa vadede iyileşme
beklenmemektedir. Özellikle ülkedeki inşaat faaliyetlerinin yarısına yakınının yürütüldüğü Dubai
Emirliğinde, şehrin bir yandan dışarıya göç vermesi ve turizm ve ticari faaliyetlerin azalması, diğer yandan
da spekülatif amaçlı alımların sona ermesine bağlı olarak gayrimenkul talebinin düşmesi, buna mukabil
önceki yıllardaki inşaat patlaması sonucu kullanıma sunulan gayrimenkul stokunun sürekli artması ve
fiyatların hızla düşmesi nedeniyle, inşaat sektörünün önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde canlanması
beklenmemekte, 2007 veya 2008’in ilk yarısındaki düzeyine ulaşmasının ise çok daha uzun yıllar alacağı
tahmin edilmektedir. Şehirde daha önce ilan edilen, ancak kriz nedeniyle ertelenen veya yavaşlatılan
projelerin, genelde büyük çaplı projeler olması da bir dezavantaj teşkil etmekte ve bu projelere bağlı
inşaat aktivitelerinin tekrar canlanmasının kolay olmayacağı değerlendirilmektedir.
Global kriz öncesine kadar BAE’de değişik büyüklük ve uzmanlık alanında 6.000’den fazla inşaat şirketi
faaliyet göstermekte iken, firma birleşmeleri veya kapanmaları nedeniyle bu sayının % 20 kadar azaldığı
tahmin edilmektedir. Dubai’de Emirlik ailesine ait Emaar, Nakheel, Limitless, Tatweer gibi şirketlerle birlikte
Al Ghurair, Al Habtoor, Al Futtaim, Al Naboodah gibi yerli aile şirketleri de faaliyet göstermektedir. Yabancı
firmaların pazardan aldıkları pay, yerli firmalarla yaptıkları işbirliğiyle doğru orantılıdır.
Sektörün ihtiyaç duyduğu ürünlerin bir kısmı ülkede üretilmekle birlikte, KİK ülkeleriyle kurulan gümrük
birliği uygulaması ve genelde %5 (bazı ürünlerde %0) olan gümrük vergisi oranıyla ülke, dışa açık,
rekabetçi ve fiyat hareketlerine çok duyarlı bir pazar özelliği göstermektedir. Geçmiş dönemlerde fiyat
avantajıyla Çinli firma ve ürünler pazarda ön plana çıkarken son dönemlerde işin ve ürünün kaliteli olması
da gözetilmiştir. Türk firmalarının bu ülkede katma değeri yüksek iş alabilmeleri, büyük ölçüde belli
konularda uzmanlaşmış olmalarına ve üst düzey yöneticilerle iyi ilişkiler kurabilmelerine bağlıdır.
Mevcut uygulamalar dikkate alındığında, BAE’de müteahhitlik sektörüne giriş için en çok tercih edilen yol,
emirliklerden birinde kayıtlı bir L.L.C. (Limited Liability Company) şirketi kurmak olmaktadır. Kullanılacak
malzemelerin kalite ve standartı teknik müşavirlik firmalarınca tespit ve kontrol edildiğinden, müteahhit
firmaların malzeme temininde tercih serbestisi son derece kısıtlı olmakta ve belli ürün gruplarına bağlı
kalmaktadırlar.
Ülkede yapı malzemelerinin büyük kısmı Dubai limanları kullanılarak dış piyasadan tedarik edilmekte, ana
ithalatçılar geniş dağıtım ağı ve Dubai, Abu Dhabi ve Sharjah’daki depoları vasıtasıyla BAE çapında dağıtım
yapmaktadır. Sektörde Çin ve Hindistan ürünlerinin ve firmalarının belirgin bir ağırlığı olmakla birlikte, tüm
dünyadan malzeme ithali yapılabilmektedir. Türkiye, bu ülkeye inşaat demiri temininde en büyük tedarikçi
olup, çimento, mermer-doğal taş, seramik ve cam gibi sektörlerde de potansiyelimiz bulunmaktadır.
Ülkede kamu alımları için açılan ihalelere yalnızca yerli firmalar katılabildiğinden yabancı firmalar ancak yerli
bir temsilci üzerinden teklif verebilmektedir. Bu ihalelerde yerli ürün kullanımını teşvik etmek için, muadili
ithal ürünlere karşı yerli ürünlere % 10 fiyat avantajı sağlanmaktadır. Malzeme seçimi danışmanlık ya da
mimarlık firmalarının kriterleri doğrultusunda gerçekleştiğinden, büyük projelere malzeme temininde
belirleyici olan bu firmalara ulaşılması, etkin bir tanıtım stratejisi izlenmesine bağlıdır.
BAE müteahhitlik sektörüne yapı malzemeleri pazarlayabilmek için piyasa şartlarına ve mevzuata hakim,
teknik müşavirlik ve mimarlık bürolarıyla yakın ilişki içerisinde bir temsilciliğin bulunması, kamu
ihalelerinden pay alabilmek için ise güçlü bir yerel ortakla hareket etmek her zaman faydalı olmaktadır.
Ortadoğu ülkeleriyle ticarette ikili ilişkiler büyük önem taşıdığından, iş fırsatlarından yararlanmak ve
tanıtım yapmak için bölgeye ziyaretlerin artması, uygun temsilci veya ortak bulmak için zaman harcamanın
göze alınması şarttır.
BAE’de kamu ihalelerinde ortak bir uygulama bulunmamakta, her emirlik ve kurum işlerini kendi kriterleri
çerçevesinde ihale etmektedir. İhalelere katılmak için bakanlıklar, belediyeler, elektrik ve su idareleri gibi
kuruluşlara kayıt yaptırılması gerekmekte, firmaların ön yeterlilik şartları ve geçmiş performansları dikkate
alınarak sınıflama yapılmakta ve genelde ihalelere davet usulüyle çağrı yapılmaktadır.
BAE’de ithalattan alınan gümrük vergisi, bazı gıda maddeleri ve son dönemde çimento ve demir-çelik için
% 0, sigara, alkol hariç diğer bütün ürünler için %5’dir. Devlet projeleri için kullanılacak malzemeler ise
gümrük vergisinden muaftır. Ülkede KDV, gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi herhangi bir vergi türü
uygulanmamakta, ancak belediye ve diğer idari birimler çeşitli adlar altında harç almaktadır.
Ülkede inşaat sektöründe uzun yıllar boyunca İngiliz standartları geçerli olmuş, son 3 yıldır ise Dubai
belediyesi yine bu standartları baz alarak kendi standartlarını oluşturmaya çalışmıştır. Piyasada halen
İngiliz standartları ve muadilleri geçerliliğini sürdürmektedir.
Dubai’de müşavirlik ve müteahhitlik sektörü ile ilgili mevzuat Ekonomik Kalkınma Departmanı
(www.dubaided.gov.ae) ve Dubai Belediyesi tarafından düzenlenmektedir.
Türk müteahhitlik firmalarının Birleşik Arap Emirlikleri piyasasındaki tecrübe ve varlıkları 10 yıldan eskiye
dayanmakta olup, özellikle son 5 yıl içerisinde firmalarımızın bu piyasada iyi bir yer edindiği söylenebilir.
Firmalarımız özellikle Dubai ve Abu Dhabi’de çok sayıda projede yerli veya yabancı ortaklarla taahhüt
işlerini üstlenmiş olup, bu kapsamda metro, köprü, karayolları, gökdelen, otel, konut, ofis ve turizm tesisi
gibi projelerde aktif olarak yer almıştır. Firmalarımız komple inşaat işlerinde olduğu kadar binaların zemin
etüdlerinin yapılması, temel kazıklarının çakılması veya elektro-mekanik kısımlarının imal ve montajı gibi
yan alanlarda da oldukça başarılı çalışmalara imza atmış ve BAE müteahhitlik sektörünün önemli bir
halkasını oluşturmuştur.
Otomotiv Ana ve Yan Sanayi
BAE otomotiv pazarı, diğer Ortadoğu ülkelerinden farklı olarak, petrol fiyatlarındaki dalgalanmalardan
olumsuz etkilenmemektedir. Serbest ticaret politikaları, liberal yatırım ortamı sayesinde 2012 yılında BAE
otomotiv pazarının büyüyeceği tahmin edilmektedir. BAE otomotiv pazarında önümüzdeki beş yıl boyunca
en fazla büyüme göstereceği tahmin edilen araç segmentleri spor amaçlı taşıtlar ve lüks araç
segmentleridir. Ancak yaşam maliyet endeksinin devamlı surette artığı BAE’de, yabancı işçi statüsünde
faaliyet gösteren çoğu Asya kökenli, alım gücü düşük olan kesimin ucuz ve düşük masraflı otomotiv tercih
etmeleri, bu segmentin de zamanla büyümesini sağlayacaktır.
Birleşik Arap Emirlikleri Orta Asya’da yer alan en büyük oto ana ve yan sanayi ithalatçılarından birdir.
Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki mevcut araç parkı tahminen 1,47 milyondur. Ülkede her 1000 kişi başına
düşen araç sayısı 278’dir.
Motorlu taşıtlar pazarına yönelik olarak BAE’de gelişmiş bir oto finans piyasası bulunmaktadır. Piyasada
araçların 2/3’ü taksitli finans yoluyla satılmaktadır.
BAE pazarında önem arz eden herhangi bir otomotiv üretim tesisi bulunmamaktadır. Bu konuda, BAE’de
yaşanan en önemli gelişme Dubai emirliğinde faaliyet gösteren yerel Praktiko GT firmasının üretim tesisi
kurma projesidir. Firma üretmeyi planladığı küçük araç segmentine ait “Tiger Kub Budget” modeli ile Afrika
ve Hindistan pazarlarına ihracat yapmayı planlamaktadır.
BAE’de üretim tesisi bulunmadığından pazardaki talep distribütörlerin gerçekleştirdiği ithalat ile
karşılanmaktadır. Pazarın en büyük tedarikçisi Japonya’dır. ABD ve Avrupa araçları ikinci ve üçüncü sırayı
paylaşmaktadırlar. BAE otomotiv pazarında faaliyet gösteren belli başlı distribütörler ve faaliyet
gösterdikleri bölgeler şunlardır:
Distribütör Temsil Ettiği Marka Faaliyet Bölgesi
Kaynak: Business Monitor International ltd.
BAE’de pazar payı sıralamasında ilk dört Japon otomotiv markalarına aittir. Buna karşın Avrupa
markalarının pazardan aldıkları pay %16,7 ve ABD markalarının pazar payı ise % 8,9’dur. BAE otomotiv
pazarında faaliyet gösteren en önemli markalar Toyota, Nissan, Honda, Mitsubishi ve Daimler Chrysler
markalarıdır.
BAE otomotiv pazarında en fazla talep gören otomotiv segmenti otomobiller ve en fazla tercih edilen
marka ise Toyota’dır. Toyota yıllık 56 bin adet araç satışı gerçekleştirmekte ve binek araç pazarından
%28’lik pay almaktadır. Toyota’nın BAE’de en fazla rağbet gören modeli Corolla’dır. BAE’deki Toyota
distribütörünce Toyota’nın BAE’de rağbet gören diğer modelleri ise Land Cruiser, Yaris, Hilux ve Lexus
modelleridir.
Toyota’dan sonra pazardaki en fazla tercih edilen otomobil başka bir Japon otomotiv markası olan
Nissan’dır. Dubai Nissan distribütörü olan Arabian Automobiles firması mağaza ve servis sayısını
artırmanın yanında araç deposunu 12 bin seviyesine çıkarmaya yönelik yatırımlarda bulunmaktadır. Ayrıca
firma, orijinal parça kullanımını ve erişilebilirliğini artırmak için Nissan oto yan sanayi ürünlerine ait iki adet
mevcut mağaza alanını 5 kat büyütme kararı almıştır. BAE binek araç pazarında en fazla talep gören
Nissan modelleri; Pulsar, Tiida, Patrol, Frontier, Pathfinder ve Infiniti modelleridir.
BAE binek araç pazarından en fazla pay alan üçüncü otomotiv markası Honda’dır. Honda’nın BAE
pazarında en fazla talep edilen modelleri; Accord, Civic ve C-RV modelleridir. Mitsubishi pazardan %8’lik
pay almıştır. En fazla rağbet gören Mitsubishi modelleri Pajero, Lancer Cedia modelleridir. Daimler
Chrysler’in, BAE otomotiv pazarında en fazla tutulan modelleri ise Mercedes Benz, Mercedes S Serisi ve
Jeep modelleridir.
BAE, Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) bölgesinde yer alan en önemli oto yan sanayi ithalatçısıdır. Sadece
Dubai, BAE oto yan sanayi ithalatının yarısından fazlasını tek başına gerçekleştirmektedir. Ayrıca, BAE araç
,parkının yarısı Dubai’de bulunmaktadır. Bir re-export merkezi olarak faaliyet gösteren Dubai’de oto yan s
anayi ürünleri en fazla re-export edilen ürünler sıralamasında ilk onda yer almaktadır. İthal edilen oto yan
sanayi ürünlerinin %45’i BAE içerisinde değerlendirilmekte, %65’i ise re-export ile birçok ülkeye ihraç
edilmektedir. Diğer Ortadoğu ülkeleri, Afrika ve Doğu Avrupa önde gelen re-export pazarlarıdır.
Birleşik Arap Emirlikleri oto yan sanayi pazarı incelendiğinde, 2011 yılında yaklaşık 1,8 milyar dolarlık araç
lastikleri ithalatının gerçekleştiği görülmektedir. Türkiye’den, BAE pazarına 2011 yılında, 14 milyon dolarlık
ihracat yapılmıştır.
En fazla ithal edilen oto yan sanayi ürün grubu dış ve iç lastikler, motor aksam ve parçaları, akümülatörler
ve aksamı, bilyeli rulmanlar, dizel ve yarı dizel motorlar, içten yanmalı motorlardır.
Körfez İşbirliği Konseyi-KİK üye ülkelerince (BAE, Suudi Arabistan, Oman, Katar, Kuveyt, Bahreyn) yılda
12,6 milyar dolar değerinde oto yan sanayi ürününün ithal edildiği öngörülmektedir. KİK ülkelerindeki
tüketicilerin orijinal oto yan sanayi parçası ile taklidi arasındaki farkı anlayamamalarından ve ucuz oto yan
sanayi ürünlerine karşı olan talep neticesinde mevcut ithalatın %30’unu taklit ürünlerinin oluşturduğu
tahmin edilmektedir. Bu da yaklaşık 4,2 milyar dolarlık bir pazara tekabül etmektedir.
Plastik ve Kauçuk İşleme
BAE, 2010 yılında 169,6 milyon dolar değerinde plastik boru ve bağlantı parçaları ithalatı yapmış olup;
ithalatın % 48’ni ABD, Çin ve İngiltere’den gerçekleştirmiştir. Türkiye BAE pazarına, 2010 yılında 6,9 milyon
dolarlık, 2011 yılında 5,4 milyon dolarlık ihracat yapmıştır.
BAE pazarı, inşaatlarda kullanılan plastik boru ve bağlantı parçaları için gelişmekte olan bir pazardır ve
söz konusu ürün ihracatında dünya sekizincisi olan Türkiye’nin bu ülkeye çok daha fazla ihracat yapacak
potansiyeli bulunmaktadır. İhracatçılarımızın bu ülkede pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermesi halinde
pazar payımızın artırılabileceği düşünülmektedir.
BAE’nin gtip: 3923 grubunda yer alan plastikten eşya taşınmasına ve ambalajlanmasına mahsus malzeme
ithalatı, 2010 yılında 157,4 milyon dolar tutarındadır. Söz konusu ürün grubunda Türkiye’den BAE’ne
yapılan ihracat, 2010 yılında 4,6 milyon dolar, 2011 yılında ise 5,2 milyon dolardır. BAE, ithalatın yaklaşık
% 26’sını Çin’den gerçekleştirilmektedir. Çin, Hindistan, Belçika, Almanya, ABD ve Türkiye pazardaki diğer
önemli tedarikçi ülkelerdir. Türkiye İthalatta KİK ülkeleri gümrük vergisinden muaftır, ülkemizin dahil
olduğu MFN ülkelerine uygulanan gümrük vergisi %5’tir.
Pompa ve Kompresörler
2011 yılında, BAE, 969,6 milyon dolarlık sıvı pompası ithal etmiştir. BAE bu ürün grubu için oldukça büyük
bir pazardır. Son yıllardaki ithalat artışı da bunu teyit etmektedir. Türkiye’nin bu ürün grubunda BAE’ne
ihracatı 2011 yılında 2,5 milyon dolardır.
BAE tüm ürünlere %5 gümrük uygulaması yapmaktadır. Yalnızca serbest ticaret anlaşması yaptığı
ülkelerden PAFTA ve KİK ülkeleri için gümrük vergisi almamaktadır.
Sofra ve Mutfak Eşyaları
BAE’nin toplam cam mutfak eşyası ithalatı, 2011 yılında 323 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. En önemli
tedarikçi ülkeler, Fransa, Çin, Mısır, Japonya, İtalya ve Türkiye’dir. Türkiye’nin BAE’ye, 2011 yılında 5,9
milyon dolarlık cam mutfak eşyası ihracatı vardır.
BAE, mutfak cam eşyası ithalatında gümrük vergisini %5 olarak uygulamaktadır. Ancak, KİK ve PAFTA
üyesi ülkelere bu oran %0 olarak uygulamaktadır.
BAE’nin yeni oteller, restaurantlar, alışveriş merkezleri açma ve/veya var olanları büyütme planları olduğu
bilindiğinden firmalarımızın cam mutfak eşyaları sektöründe önümüzdeki yıllarda önemli fırsatlar
yakalayabileceği düşünülmektedir.
Temizlik Maddeleri
BAE’nin gtip:3402 grubunda yer alan deterjan ithalatı 2011 yılında 123,3 milyon dolardır. BAE deterjan
ithalatının % 14’nü İngiltere’den tedarik etmektedir. Umman, ABD; Almanya ve Çin pazardaki diğer önemli
tedarikçilerdir.
2011 yılında, Türkiye 274 milyon dolarlık deterjan ihracatı yapmış olup; BAE’ne olan ihracat 2,5 milyon
dolardır. Türkiye’nin üretim kapasitesi göz önüne alındığında, BAE pazarında yerinde yapılacak
çalışmalarla ihracatımızın daha da artırılabileceği düşünülmektedir. İthalatta KİK ülkeleri gümrük
vergisinden muaftır, ülkemizin dahil olduğu MFN ülkelerine uygulanan gümrük vergisi %5’tir.
ETİKELETLER : Birleşik Arap Emirlikleri ihracat , Birleşik Arap Emirlikleri sanayi ürünleri ihracatı ,
Birleşik Arap Emirlikleri temizlik maddeleri ihracatı , Birleşik Arap Emirlikleri sofra ve mutfak eşyaları ihracatı ,
Birleşik Arap Emirlikleri pompa ve kompresörler ihracatı , Birleşik Arap Emirlikleri mobilya ihracatı