milyon dolarlık ithalat yapmış olup, bunun 270 bin dolarını ülkemizden satın almıştır.
Söz konusu üründe Türkiye’nin 2011 yılındaki ülkeye olan ihracatı bir önceki yıla göre
% 7,3 azalmıştır. Pazardaki rakip ülkeler Kanada (38,2), Myanmar (34,6), Hindistan
(5,1) ve Srilanka(2,9)’dr. Türkiye % 8,3’lük payı ile en önemli 3. tedarikçi
konumundadır.
Bu ürün için Türkiye dahil MFN(Genel Preferanslar Sistemi/GSP) % 0 veya
% 5 olarak uygulanmaktadır.
Tatlı bisküvi ve gofretletler
Tüketicilerin market harcamalarını kısmak için daha ucuz ürünlere yönelmeleri
marketler için üretilmiş özel markalı (private label) ürünlerin satışlarını artırmıştır.
Özellikle kalite ve tat olarak markalı lüks ürünlerin benzerleri olan özel markalı ürünler
söz konusu olduğunda tüketiciler markalı lüks ürünleri daha az tercih eder olmuştur.
2012 yılında bisküvi satışları % 4 artmış olup, satışlarında en çok artış olan ürün tuzlu
bisküviler ve krakerler olmuştur.
Tatlı bisküviler içinde sade olanlar ve çikolata kaplı olanlar 2012 yılında en çok satışı
yapılan ürünler olmuştur. Kurabiyeler ise tüketicilerin bütçe kısıtlamasına gitmeleri
nedeniyle son 10 yılda en hızlı büyüyen ürün olmuştur. Kurabiye satışları 2002 yılında
toplam satışların % 9’unu oluştururken bu oran 2012 yılında % 17’e ulaşmıştır.
Çikolata dolgulu çikolata parçalı kurabiyeler gibi yenilikler de tüketiciler tarafından
beğeniyle karşılanmaktadır.
Tatlı bisküviler toplam bisküvi satışlarının yaklaşık % 60’ını, tuzlu bisküvi ve krakerler
% 40’nı oluşturmaktadır.
Pazardaki en önemli firma toplam satışlardan yaklaşık % 70 pay alan Avustralyalı
Arnott’s Biscuits’dir.
Bisküvi satışlarının 2012-17 döneminde yıllık ortalama % 1 artacağı öngörülmektedir.
2012-2017 döneminde tüketicilerin bisküvileri tercih etme nedenlerinde kayma
olacağı tahmin ediliyor. Bisküvilerin tüketiciler açısından öğleden sonraları çayın
yanında tüketilen bir atıştırmalıktan çok, yeterli zamanı olmayan ve sağlıkları
konusunda endişeleri olan tüketicilerin diyet ihtiyaçlarını karşılamak üzere tüketilen
bir ürün haline gelmektedir.
Sağlıklı yaşam amacıyla üretilen zenginleştirilmiş/fonksiyonel yeni ürünlerin piyasaya
gireceği ve özellikle glutensiz ürünler gibi gıda intöleransı olan kişiler için üretilen
ürünlere olan talepte ayrıca bisküviler içinde kullanılan diğer fındık, fıstık benzeri
alerjen maddeler kullanılmadan üretilen bisküvilere olan talepte artış olacağı tahmin
edilmektedir.
Avustralya kuru meyve ithal eden ilk 10 ülke arasında yer alması nedeniyle ülkemiz
açısından potansiyel bir pazar görünümündedir. Avustralya’daki sağlıklı tüketim
eğilimine bağlı olarak pazardaki potansiyelin devam edeceği düşünülmektedir.Türkiye, dünyanın en önemli taze incir üreticilerinden birisi olmasının verdiği bir
avantajla, kuru incir üretiminde ve ihracatında lider ülke konumundadır.
Türkiye’den Avustralya’ya 2011 yılında 3,7 milyon dolarlık kuru incir ihraç edilmiş olup,
2010 yılından 2011 yılına Avustralya ya kuru incir ihracatımız % 2,8 artış göstermiştir.
Pazardaki rakip ülkeler Yunanistan, ABD, İran ve Çin’dir. Türkiye % 75’lik payı ile en
önemli tedarikçi konumundadır.
Avustralya 2011 yılı itibarıyla 4,8 milyon dolarlık ithalat yapmış olup, bunun 3,7 milyon
dolarını ülkemizden satın almıştır. Söz konusu üründe Türkiye’nin 2011 yılındaki
ülkeye olan ihracatı bir önceki yıla göre % 7 artmıştır.
Dünyadaki en önemli kuru üzüm üretici ve ihracatçısı ülkelerden biri ülkemiz; %
37,8’lik payı Avustralya pazarındaki en önemli tedarikçi konumundadır. Pazardaki
rakip ülkeler ABD, Çin, Güney Afrika Cumhuriyeti ve Yunanistan’dır.
Bu ürün için gümrük vergisi Türkiye için FOB değeri üzerinden % 5 olarak
uygulanmaktadır.Ülkemizin dünyadaki en önemli kuru kayısı üreticisi ve ihracatçısı olması Avustralya
pazarında ülkemizi % 86,5’lik payı ile birinci tedarikçi konumuna getirmektedir.
Avustralya’ya kuru kayısı ihracatımız da 2011 yılında bir önceki yıla göre % 36 artarak
yaklaşık 20.7 milyon dolara ulaşmıştır.
Tüketicilerin sağlıklı ürünler tüketime eğiliminde olması ülkemizin pazardaki lider
konumunu devam ettireceğini düşündürmektedir.
Bu ürün için gümrük vergisi Türkiye için FOB değeri üzerinden % 5 olarak
uygulanmaktadır.
Makarna
Son yıllarda küresel ekonomik krizin etkisiyle aile ve arkadaşlarla evde yemek yeme
trendi hızla artmıştır. Makarna da kolay yapılan bir yemek olması nedeniyle bu
trendden en fazla karlı çıkan ürün olmuştur. Akdeniz orijinli bir ürün olması ve sağlıklı
tamamlayıcı bir yemek çeşidi olarak kabul edilmesi de makarnanın bu trendden
faydalanmasını sağlamıştır. Sonuç olarak makarna kilolarını korumak için düşük yağ
içeren yemekleri tercih eden tüketicilerce de fazlaca tüketilmektedir.
Avustralya piyasasında çok sayıda makarna çeşidi bulunmakta olup, glutensiz, tam
buğday ve organik makarna da bu çeşitler arasındadır.
2010-2015 yıllarını kapsayan 5 yıllık dönemde makarna sektöründe fiyat rekabetinin
artacağı öngörülmektedir. Özel markalı (private label) ürünler üretenlerin ve büyük
firmaların katma değeri yüksek makarna üretimine yönelmelerinin bu rekabet ortamını
destekleyeceği düşünülmektedir. Firmaların piyasaya daha fazla glutensiz, organik,
tam buğday ve Premium gibi makarnaları sunacağı tahmin edilmektedir. Sonuç olarak,
orta fiyatlı markalar ve özel markalı ürünlerin katma değeri yüksek makarnaların fiyatlarını
düşürmesi beklenmektedir.
2010-2015 döneminde makarna satışlarının 2005-2010 yılına göre daha az bir artış
göstereceği düşünülmektedir.
Sağlıklı tamamlayıcı bir yemek olarak düşünülmesi önümüzdeki dönemde de makarna
satışlarını olumlu etkiyecektir. Tüketiciler yüksek lif oranına ve düşük glisemik indekse
sahip tam buğday makarnası ve buğday dışındaki tahıllardan üretilmiş makarnalar
aramaktadır.
Organik Tarım Ürünleri
Son dönemlerde artan sağlık ve beslenme bilinci çerçevesinde daha sağlıklı ve
besleyici gıdalara yönelik olarak artan hassasiyet Avustralya’da da oldukça güçlü
olup, bu paralelde paketlenmiş gıdalara olan talep giderek artmaktadır. Diğer
taraftan organik ürünlere yönelik olarak artan talep, bu ürünlerin de paketlenmiş
olarak pazara sunulmasını sağlamıştır. Yapılan tahminlere göre Avustralya
pazarındaki paketlenmiş organik ürünlerin toplam paketlenmiş gıda ürünleri içindeki
payı % 0.5 civarındadır. Avustralya’da organik ürünler pazarı her yıl % 20 oranında
büyümekte olup, özellikle organik ürünler açısından potansiyel bir pazar
görünümündedir.
Fiyatlarının yüksek olmasına rağmen organik ürünlere olan talep de fazla oluıp,
gelecek yıllarda da talebin artması bekleniyor. IBISWorld tarafından yapılan anket
çalışmasına göre; organik bir ürün organik olmayan bir ürüne göre çok pahalı olsa da
yüksek harcanabilir gelire ek olarak çevreye olan duyarlılık ve organik ürünlerin
sayısının artması organik piyasasının daha da gelişeceğini gösteriyor. Piyasanın
büyümesinin ana nedenlerinin talebin ve üretimin artması olarak görülüyor.
Avustralya Ekolojik Çiftçileri tarafından yayınlanan Avustralya Organik Pazar
Raporu’na göre de her 10 Avustralyalı’dan 6’sının organik ürün satın aldığı ve
tüketicilerin % 91’inin ürünlerin üzerinde “chemical-free” ibaresinin bulunmasının
tüketiciler açısından önemli olduğu ifade edilmektedir.
Avustralya’da faaliyet gösteren onaylı sertifikasyon kuruluşları Australian Certified
Organic (ACO), Bio-Dynamic Research Institute (BDRI), AOC-QUAL Limited (AOC-
QUAL), The National Association of Sustainable Agriculture Australia (NASAA), Organic
Food Chain (OFC), Tasmanian Organic Dynamic Producers (TOP) ve Safe Food
Production Queensland (SFQ)’dır.
Şekerli ve Çikolatalı Mamuller
ŞEKERLİ MAMULLER (GTİP: 1704)
Avustralya’da federal hükümetler ve sağlık kuruluşları, Ulusal Koruyucu Sağlık Çalışma
Grubu’nun önceliğinde Avustralya halkının obezite ve obezitenin sağlık üzerindeki
etkileri konusunda eğitimine büyük önem vermektedir. Yüksek miktarda şeker
tüketimi Avustralyalılar arasında kilo alımı ile doğrudan bağlantılı olarak görülmekte
olup, yetişkin nüfusun 2/3’ü çocukların ¼’ü obez ya da aşırı kilolu olarak
değerlendirilmektedir. Sonuç olarak tüketicilerin hem çocukları ve hem de kendileri için
şekerli mamul tercihleri ile ilgili endişeleri giderek artmaktadır. Buna bağlı olarak
şekersiz (sugar-free) ürünlerin 2011 yılı satışlarından aldığı pay % 13,04’dür.
Şekersiz ürünlere olan ilgiye ek olarak tüketiciler yapay aroma ve renklendirici içeren
ürünlerin aksine doğal içeriğe sahip ürünleri satın alma konusunda ısrarlı
davranmaktadırlar.
Tüketicilerin obezite ve sağlıkla ilgili endişeleri “sizin için daha iyi” konsepti ile
piyasaya sunulan ürünlere olan ilgiyi artırmıştır.
Ekonomik iyileşme döneminin devam edeceği önümüzdeki dönemde bütçe
kısıtlamaları ile karşı karşıya olan tüketiciler için şekerli mamuller hesaplı ve sevilen bir
ürün olmaya devam edeceği düşünülmektedir.
Avustralya Şeker tarafından yapılan incelemeye göre Asya ülkeleri arasında talebin
çok fazla olması, şeker kamışı üretiminde önemli bir yer olan Queensland’s'in sel
felaketinden zarar görmesi ile birleşince şeker fiyatlarının yükseleceği olasılığı ortaya
çıkmıştır. Bu nedenle önümüzdeki birim fiyatların yükseleceği tahmin edilmektedir.
Dolayısıyla dünya hammadde fiyatındaki dalgalanmaların sektör için en önemli konu
olmaya devam edeceği beklenmektedir.
Obezite ile ilgili endişeler nedeniyle ileriki dönemde besin değerlerini gösteren bir ön
yüz etiketinin zorunlu hale geleceği beklenmektedir. Bu durum üreticilerin ürün
içeriklerini yeniden incelemelerini ya da şekersiz mamulleri içeren yeni ürünleri
piyasaya sürmelerini zorunlu hale getirmektedir.
ÇİKOLATALI MAMULLER (GTİP: 1806)
Çikolatalı mamuller sektörü ile dondurma ve snack bar benzeri paketlenmiş gıda
ürünleri arasında bir rekabet söz konusu olup, çikolata firmaları rekabet edebilmek
için yağ oranı azaltılmış ürünler piyasaya sunmaktadır.
Avustralya’da çikolatalı mamuller sektörüne uluslararası üreticiler hakim olup, yerel
üreticilerin ürün yelpazesi daha premium ve niş ürünler ile sınırlı kalmaktadır.
Fairtrade (Adil Ticaret) Sertifikalı çikolatalı mamullere olan talep giderek artmakta
olup, 2010 yılında yapılan bir araştırmaya göre çikolatalı mamuller fairtrade sertifikalı
ürünler içinde pazardaki en çok satışı yapılan ürün olmuştur.
2011 yılında bir önceki yıla göre bonbon şekeri gibi sarılmış minyatür çikolataların
satışları miktar olarak % 10 artmıştır. Tablet çikolataların satışları ise miktar bazında
% 3,5 artış göstermiştir. Toplam çikolatalı mamul satışları ise % 4,31 oranında artış
göstermiştir.
Tüketiciler siyah çikolatalardaki antioksidan düzeyinin yüksek olması nedeniyle sağlıklı
olduğu düşünülmekte olup, tüketiciler tarafından tercih edilmeye başlanmıştır. 2011
yılı itibarı ile beyaz çikolatalar toplam tablet çikolata satışlarından % 4,5, siyah
çikolatalar % 19,5, sütlü çikolatalar % 48 ve dolgulu çikolatalar %28 pay almıştır.
Çikolatalı mamullerin de şekerli mamuller gibi ekonomik iyileşme döneminin devam
edeceği önümüzdeki dönemde bütçe kısıtlamaları ile karşı karşıya olan tüketiciler için
hesaplı ve sevilen bir ürün olmaya devam edeceği düşünülmektedir.
Oyuncaklı çikolataların 2010-2015 yıllarını kapsayan dönemde sektör içinde satışı
düşen tek ürün olacağı tahmin edilmektedir. Nitekim 2011 yılında satışında azalma
görülen tek ürün oyuncaklı çikolatalar olmuştur. 12 yaş ve altı çocukları doğrudan
hedef alan ürünler için reklam yapılmasına yönelik kısıtlamalar da bu tür ürünlerin
promosyon faaliyetlerini sınırlamaktadır.
Zeytinyağı
Tüketicilerin bütçe kısıtlamaları nedeniyle zeytinyağı yerine daha ucuz olan ayçiçeği
ve kanola yağını tercih ettiği görülmektedir.
Avustralya zeytinyağı piyasasında rekabet oldukça yoğundur. İthal edilen
zeytinyağlarının dışında Avustralya'da üretimi gerçekleştiren zeytinyağları da pazarda
satılmaktadır. Zeytinyağı satışları, daha çok süpermarketler ve etnik gıda ürünleri
satışı yapan süpermarketlerde gerçekleştirilmektedir. Avustralya zeytinyağı ithalatının
büyük bir kısmını İspanya, İtalya ve Yunanistan'dan gerçekleştirmektedir.
Yerel Cobram Estate markası Avustralya'da en çok satışı yapılan zeytinyağıdır. 2012
yılı perakende satışlarından % 9 pay almıştır.
Markalı zeytinyağları içinde Avustralyalı üreticiler yabancı üreticilerle ciddi rekabet
etmektedirler. Avustralyalı tüketiciler ülkedeki işsizlik düzeyini düşük seviyede tutmak
ve üreticilerini korumak adına yerel markaları tercih etmektedirler.
2000 yılındaki Avustralya zeytinyağı üretimi yıllık 350 ton iken bu rakam 2011 yılında
16,200 tona ulaşmıştır. Avustralya'daki zeytinyağı tüketimi ise son 10 yılda ciddi bir
artış göstererek ortalama yıllık tüketim 35.000 tonun üzerine ulaşmıştır. 2012 yılında
276,2 milyon Avustralya doları değerinde zeytinyağı satışı gerçekleştirilmiştir.
2012 yılı zeytinyağı satışlarında 3-4 litrelik teneke ambalajlı ürünlerin tüketiciler
tarafından miktar arttıkça fiyatın düşmesi mantığı ile daha çok tercih edildiği
kaydedilmektedir. Büyük ambalajda zeytinyağı tüketen tüketicilerin pazardan aldığı
pay % 22 iken büyük ambalajlı zeytinyağlarının toplam zeytinyağı satış hacminden
aldığı pay % 61’dir. Küçük ambalajlı zeytinyağı tüketen tüketicilerin pazardan aldığı
pay % 22 iken küçük ambalajlı zeytinyağlarının toplam zeytinyağı satış hacminden
aldığı pay % 48’dir.
Sızma (extra virgin) zeytinyağı fitosteroller, tekli doymamış yağlar ve antioksidanlar
açısından zengin olması nedeniyle en sağlıklı yağ olarak kabul görmektedir.
Avustralya Standard Kuruluşunun Zeytinyağı Standardına göre zeytinyağlarının
kullanım amacına göre sızma(virgin), saf (pure), hafif (light) ve extra hafif (extra light)
şeklinde bir ayrım yapılmayacak olup, standarda göre satın alma kararını etkileyen
pure, light ve premium ibarelerinin etiket üzerinde yer almasına kısıtlama getirilmiştir.
Geçtiğimiz yıllarda Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonun yaptığı inceleme
sonucunda ithal extra virgin zeytinyağlarında Uluslararası Zeytinyağı Konseyi’nin
standardlarına uygun olmayan ürünlerin piyasaya sunulduğu tespit edilmiş olup,
firmalarımızın ihraç ettikleri ürünlerin kalite standardlarına azami dikkat etmeleri
pazarda yer edinebilmek adına önem arz eden bir konudur.
Firmalarımız tarafından ülkede yaşayan Türk nüfusun hedef alınması zeytinyağının
ihraç şansını artırabilir.
ETiKETLER : Avustralya'ya tarım ürünleri ihracatı,potansiyel tarım ürünlerimiz