3.3. AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ ORGANİK ÜRÜNLER PAZARI
2000- 2006 yılları arasında 119 ülkede 77 milyon hektar alanda organik tarım
yapılmaktaydı. ABD sertifikalı organik tarım alanı baz alındığında Avustralya, Çin ve
Arjantin’den sonra dördüncü sırada yer almaktadır ve her eyalette sertifikalı tarım alanı
mevcuttur. Fakat, Amerikan organik tarımının önünde daha uzun bir yol mevcuttur. Çünkü
toplam tarım alanın sadece % 0.5’i, meralarının da % 0.5’inde sertifikalı organik tarım
yapılmaktadır. Sebze alanlarının %5’inde meyve ve sert kabuklu yetiştirilen alanların %
2.5’nde organik tarım yapılmaktadır.
Organik hayvancılık diğer sektörlere göre daha az yapılsa da gelişmekteydi. 2005
yılında süt ineklerinin % 1’i, tavukların % 0.07 organik sisteme uygun yetiştirilmekteydi.
Hayvancılık sektöründeki bu açığın nedeni organik düzenlemelerin yem sanayine tam
anlamıyla adapte edilmemesinden kaynaklanmaktadır.
Amerikan Tarım Dairesi Ekonomik Araştırmalar Merkezi (USDAERS)
verilerine göre Amerikan tarımında geçen 1015 yıl süresince en hızlı büyüyen sektörlerden biri organik
tarımdır. 1990 yılında Organik Gıda Üretim Yasası Kongre’den geçtiğinde Amerika’dan 1
milyon hektar alanda sertifikalı organik tarım yapılmaktaydı. USDA’ın Amerikan Organik
Standartlarını uygulamaya koyduğu 2002 yılında sertifikalı organik tarım alanı 2 katına
çıkmıştı ve 2002-2005 yılları arasında da yine 2 katına çıkmıştır.
20000-2005 yılları arasında organik canlı hayvan sayısı % 251 artarken, kanatlı hayvan
sayısı % 335 artmıştır. Her ikisinde de artışın en önemli nedeni güvenli ve sağlıklı et
ürünlerine olan ihtiyaçtır. Tüketiciler organik koşullarda yetişmeyen tavuk ve
büyük/küçükbaş hayvanların sağlık açısından daha fazla risk taşıdığını düşünmekte olup,
organik ürünlerin tüketimini artırmaktadırlar.
Organik ve konvansiyonel tarım ürünleri, süt ürünleri ve et ürünleri arasındaki fiyat
farkı nedeniyle giderek daha fazla küçük çiftlik sahibi organik üretime geçmektedir. Küçük
çiftçiler için konvansiyonel üretimden organik üretime geçmenin riski hala en önemli engel
olarak görülmektedir. Büyük üreticiler ve özellikle Organic Valley çiftçi kooperatifi,
çiftçilerin üretim metodlarını, organik yönteme çevirmeleri için çok büyük çaba
harcamaktadırlar.
Organik gıdalara olan talebi, tüketicilerin gıda güvenliği ve gıda arzının bütünlüğü
konusundaki endişeleri yönlendirmektedir. Amerika Birleşik Devletleri’nde devletin denetim
konusunda attığı adımlar sayesinde kontamine olma ihtimali olan gıdaların erkenden geri
çağırılmaları yaygınlaşmıştır. Fakat FDA’i etkileyen ekonomik etmenlerin neden olduğu
sınırlamalar tüketicileri satın aldıkları ve tükettikleri ürünlerin güvenirliliği konusunda
endişelendirmektedir.
ABD’de gıda kaynaklı hastalıklarla ilgili verileri toplamakla yükümlü kurum olan
Food Net (Foodborne Diseases Active Surveillance Network) verilerine göre 2006 yılında
1996-98 dönemine göre en önemli dört gıda kaynaklı hastalık oluşumunda önemli bir azalma
kaydedilmiştir. Fakat 2006 yılından önce meydana gelen düşüş gelişme kaydedildiğini
gösterse de, Company Bacter, Listeria, Shigella ve Yersinia gibi patojenler gıdaları
etkilemektedir.
Başka hastalıklardan kaynaklanan vakaların sayısı da artmıştır. Salmonella
bakterisinin neden olduğu hastalıklar sadece tavuk ve yumurtada değil, yaş meyve ve
sebzelerde de görülmüştür.
2006 yılında taze domates tüketiminden kaynaklanan iki salmonella vakası görülmesi
üzerine yaş meyve ve sebzelerin kontamine olmasının engellenmesi için çalışmalar yapılması
gerekmiştir. Yine 2006 yılında pişmemiş (çiğ) deniz ürünleri tüketiminden kaynaklanan
“Vibrio” hastalığı vaka sayısı Food Net kayıtlarının tutulmaya başlanmasından itibaren en
yüksek değere ulaşmıştır.
Eğer tüketiciler, özellikle çiğ tüketilen gıdalarla ilgili tedbir alırlarsa gıda kaynaklı
hastalıkları kapma riskini azaltabilirler. Tüketiciler, pastörize edilmemiş süt, çiğ veya az
pişmiş midye, yumurta, dana eti ve az pişmiş tavuk yemekten kaçınmalıdır.
Bazı tüketiciler organik gıdaların özellikle organik olmayan yöntemlerle yetiştirilmiş
sığırlarda sıklıkla görülen deli dana hastalığı için bir çözüm olduğuna inanmaktadır.
Genelde tüketiciler organik gıdaların daha sağlıklı ya da gıda güvenliği problemlerin
çözümünde daha riskli olup olmadığı konusunda ortak bir görüşe sahip değildir. Mintel’in
yaptığı araştırmaya göre tüketicilerin %48’i organik ürünlerin, organik olmayan ürünlere göre
daha iyi olduğunu düşünmektedir. Fakat % 32’si organik et ve yaş meyve ve sebzelerin
güvenliği konunda endişe etmekte olup, organik ürünlerin gıda güvenliği konusunda bir
çözüm olmadığı görüşünü savunmaktadır.
Yine de tüketicilerin gıda güvenliği konusundaki kaygıları organik gıda satışlarına yön
verecektir.Datamonitor’ün yaptığı tahmine göre 2008 yılında ABD organik gıda pazarının
büyüklüğü 23 milyar dolara ulaşmıştır. 2004-2008 yılları arasında pazarın ortalama büyüme
hızı % 17.9 olarak gerçekleşmiştir. Meyve ve sebze satışlarından 9.2 milyon dolarlık gelir
elde edilmiş olup, % 40’lık pazar değeri ile ABD organik gıda pazarındaki en karlı sektör
olmuştur. Hazır gıdalar ise 4.6 milyon dolarlık satış ile pazardan % 20 pay almıştır.
3.3.2. 1. Organik ve Doğal Ürün Arasındaki Farklar
Or ganik ür ün, sentetik gübre ve pestisit kullanılmadan üretilmekte olup, GMO
(Genetiği Değiştirilmiş Organizma) içermemektedir. Fakat organik kelimesi üretim metodları
ile ilgili olup, işleme veya diğer takip eden süreçlerle ilgili değildir. Yani bir ürünün
içeriğinde organik ürünler kullanılabilir aynı zamanda ürünün içinde “doğal” olmayan ürünler
de kullanılabilir. Örneğin, bazı soya içeceklerinde ve kırmızı et alternatifi ürünlerde organik
soya fasulyesi kullanılmış olabilir ve aynı zamanda aroma ve renk gibi organik veya doğal
olmayan maddeler de ürün içeriğinde yer alabilir.
2002 yılında Federal Hükümet organik ürünler için kalıcı bir standart geliştirmiştir.
Organik meyve ve sebze gibi işlenmemiş gıdalar ürün sertifikalı organik koşullar altında
yetiştirildiğini garanti eden etiketlere sahiptir. İşlenmiş ürünler ise, içeriğinde kullanılan
ürünlerin en az % 95’inin sertifikalı olduğunu gösteren etiketlere sahiptir. % 70%
95 organik ürün ihtiva eden ürünlerin etiketlerinde “organik ürün ile üretilmiştir” ibaresi yer almakta
fakat Amerikan Tarım Dairesi (USDA) organik logosu ürünler üzerinde kullanılamamaktadır.
Doğal ürün, yapay bileşen, katkı maddesi içermeyen fakat organik yerine yapay
olmayan konvansiyonel bileşenlerden oluşabilir.
Doğal ürünlerin etiketlenmesi söz konusu olmayıp, aynı zamanda devlet tarafından
kontrol edilen “doğal” etiket de yoktur.
3.3.2. 1. Organik Ürünlerin Fiyatları Konusundaki İleri Dönemdeki Beklentiler
Mintel’in araştırmasına göre, ankete katılanların % 52’sinin geçmiş yıllarda organik
ürün satın alması organik pazarın büyüyeceğini göstermektedir. Organik gıdalar daha fazla
yaygınlaşmaya başladığı için ve organik ve konvansiyonel ürünler arasındaki fiyat farkının
Mintel’in öngörüsüne göre azalmaya devam edeceği düşünülerek pazarın büyüyeceği tahmin
edilmektedir.
2006 yılında organik pazara giren WalMart süpermarket zinciri organik ürünleri daha
fazla tüketici için daha ulaşılabilir ürünler haline getirmek için organik ve konvansiyonel
ürünler arasındaki fiyat farkının % 10 olması konusunda karar almıştır.
Örnek süpermarket 2006 yılı sonunda Teksas, Plano’da açılmış olup, 500’den fazla
organik ve doğal ürün sunmuştur. Fakat hangi organik ürünlerin diğer WalMart
süpermarketlerinde yaygınlaşacağı konusu açıklığa kavuşmamıştır. Şirket satış verilerini
paylaşmadığı için WalMart’ın piyasaya girişinin etkileri değerlendirilememektedir.
Geçmiş yıllarda süt ve süt ürünleri fiyatları göreceli olarak sabit kalırken,
konvansiyonel süt ve süt ürünleri fiyatları artmıştır. Bunun nedenleri arasında Çin’deki peynir
altı suyu ve süt tozuna olan talebin artması ve Avustralya’nın ihracatını etkileyen kuraklı
sayılabilir.
ABD’nin Çin’e süt ve süt ürünleri satan en önemli ihracatçı ülke olması ABD’deki
fiyatları da artırmıştır.
Mintel’in Araştırmasına katılanların % 67’si “organik ürünler daha az pahalı olsaydı
daha fazla organik ürün satın alırdık” cevabını vermesi, gelecek dönemde organik ürünlerin
fiyatlarının düşmesini, organik ürünlerin satışlarının artmasını ve ürünlerin pazarda daha fazla
yer almasını sağlayacakğını göstermektedir.
Mintel’in yaptığı araştırmaya göre; organik gıda satışları 20022007
yılları arasında % 132 başka bir ifade ile enflasyon sonrası % 103 oranında bir artış kaydetmiştir. Bu önemli
büyüme, organik gıdaların daha makul hale geldiği ve tüketicilerin daha sağlıklı ürün
taleplerinin arttığını göstermektedir. 2006 tüm yıl satışları ile 16.7.2007 tarihi itibariyle 52
haftalık satışlar karşılaştırıldığında % 8,7’lik bir artış görülmekte olup, bu artış 2007 toplam
satışlarının da yüksek olacağı göstermektedir. Bununla birlikte yavaş bir büyümenin de
işaretleri mevcut olup, bunlar aşağıda sıralanmıştır.
o Piyasadaki fiyat rekabetini yönlendiren mağazaların kendi markaları altında sattıkları
ürünler hızla artmaktadır.
o Tüketiciler organik ürünler ve onların ikameleri olan doğal ürünler arasında kararsız
kalmaktadırlar. Doğal ürünler daha ulaşılabilir oldukça tüketiciler organik ürünlerin
tek seçenek olmadığını düşünmektedirler. Tüketiciler sadece meyve sebze ve süt
ürünleri gibi organik olanlarının fark yarattığını düşündükleri ürünleri satın alma
eğilimindedirler. Ayrıca organik ürün tercih ederek önemli bir katma değer
yarattıklarını da düşünmemektedirler.
o Organik ürün temin edebilmek gıda sanayi için sorun olmaktadır. Konvansiyonel
toprakların organik üretime çevrilmesi zaman alan bir süreç olduğu için gıda sanayinin
bazı sektörlerinde (ör. et) ithalat tüketici talebi ve arz arasındaki açığı kapatmaya
yardımcı olmakta, fakat fiyatları yükseltmektedir. Amerikan kaynakları organiğe
çevrildikçe fiyatlar düşecektir.
2002-2007 yılları arasında piyasaya 5.305 çeşit ürün sürülmüş olup, soslar ve çeşniler,
atıştırmalık ürünler ile unlu mamuller toplamda en fazla yeni ürünün piyasaya sürüldüğü
gruplar olmuştur. Yıl bazında ise en fazla sayıda yeni ürün 2006 yılında piyasaya
girdiğimiştir.
Özel marka (Private Label) ile piyasaya sürülen ürünlerin önemi giderek artmaktadır.
Target, Kroger, Whole Foods ve diğer perakende mağazaları özellikle son iki yılda kendi
markaları altında piyasaya oldukça fazla sayıda ürün sürmüşlerdir.
Özellikle 2005 yılından başlayarak mağazaların kendi markaları altında piyasaya ürün
çıkarmaları (ki bu ürünler markalı ürünlerden daha ucuz satılmaktadır) Organik ürünlerin
fiyatlarının yüksek olması nedeniyle organik satın almayan tüketiciler için bu ürünleri daha
ulaşılabilir hale getirmiştir.
Mağaza markalı ürünler, markanın büyümesini temsil ettiği için de önemlidir.
Pek çok örnekte mağaza markaları mağazanın adını taşımamakta ve ucuz alternatifler
ya da sadece basit ürünler olarak konumlandırılmamaktadır. Bunun yerine mağaza
markalarının çoğu kendi özel etiketlerine sahiptir. Buna örnek olarak “O” Organics
(Safeway), Nature’s Promise (Ahold), 365 Organics (Whole Foods) ve Private Selection
(Kroger) verilebilir.
Organik gıda pazarı aşağıdaki kategorilere bölünebilir.
o Organik meyve ve sebzeler
o Organik hazır ve paketlenmiş gıdalar
o Organik atıştırmalıklar
o Organik tahıl ürünleri
o Organik süt ürünleri
o Organik et
o Diğer organik ürünler
2005-2007 yılları arasında organik gıda satışları %32.6 artmış olup, en büyük artış
%93.8’lik artış ile organik et satışlarında gözlemlenmiştir. Mağaza markalı ürünlerin
üreticileri ve perakendecilerinin, piyasadaki normal ürünlerden (tahıllardan ketçaba kadar)
vejeteryan pizza gibi daha yaratıcı ürünlere kadar değişen çok sayıda yeni ürünü piyasaya
sürmeleri en büyük büyüme oranının bile %20’den fazla olmasını sağlamıştır.
Çok çeşitli dağıtım kanalları sayesinde organik ürünlerin piyasada bulanabilirliği
artmış, bu da satışları artırmıştır. Organik ürünler sadece doğal gıda dükkanlarında değil,
süpermarketlerde ve üyelik sistemine dayalı mağazalarda da satılmaktadır. Bu mağazaların
çoğu ürün gamını genişletmiş olup, taze ürünler, et, dondurulmuş ve soğutulmuş organik
yemekler ve mezeler ile meyve ve sebze satmaktadırlar.
Dondurulmuş, taze ve işlenmiş organik meyve ve sebze satışları 20022007
yılları arasında %115 başka bir ifade ile 2007 sabit fiyatlarıyla %89 oranında artmıştır. Taze ürünler
en büyük alt sektörü oluşturmakta olup, Driscoll’s, Fresh Express ve Earthbound Farms
şirketleri salata ve meyve gibi ürünleri FDM (gıda, ilaç ve toptan ticaret yerleri) ve doğal ürün
dağıtan kanallara satmaktadırlar. 2006 yılında patlak veren organik ıspanaklardan
kaynaklanan E.coli salgını organik ürün satışlarını yavaşlatmış fakat üreticiler ve FDA
(Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi) tarafından ürünler süpermarket raflarından hemen
toplatılmıştır. Salgının potansiyel sebeplerini açıklamak için yapılan yorumlar ve üreticilerin
üretim iyileştirmek için gösterdikleri çaba organik ürünlerin uzun dönem itibarının
zedelenmesini önlemiştir.
Konserve ve dondurulmuş meyve ve sebzeler, süpermarket ve toptancılarda
yaygınlaşmıştır.
Organik hazır ve paketlenmiş ürünlerin satışları 20022007
yılları arasında %132, başka bir ifadeyle 2007 sabit fiyatlarıyla %103 oranında artmıştır.
Bu grupta en çok satan ürünler, pizza ve elde yenilebilen atıştırmalıklar gibi ürünler olup,
bu gruptaki artışın nedeni tüketicilerin sağlıklı fast food tüketme talepleridir.
Kroger, Safeway, Wegmans ve diğer önemli süpermarket zincirlerinin, tüketiciler
tarafından yüksek kaliteli içerikleri ve görünüşleri nedeniyle mağazaların kendi markaları
(Safeway’s O Organics, Meijer’s Organics ve Ahold’s Nature’s Promise gibi) gibi
algılanmayan markaları hazır ve paketlenmiş ürünler segmentinde önemli bir yere sahiptir.
Organik atıştırmalıkların 2002- 2007 yılları arasındaki satışları %88, başka bir ifade ile
2007 sabit fiyatları ile %64 oranında artmıştır. Organik atıştırmalık pazarı, “enerji bar”ların
popülerliliği sayesinde yoğun ve yavaş bir büyüme kaydetmiştir. Enerji barlarının 2003
yılında kısa süreli etkili olan düşük karbonhidrat diyeti modası ile satışları artmış fakat 2004
yılında tüketiciler kuru ve sert kabuklu meyveler gibi diğer atıştırmalık ürünlere
yönelmişlerdir.
Üreticiler popüler atıştırmalık ürünlerinin (Fritolay Doritos) gibi organik
versiyonlarını piyasaya sürmüşler fakat yenilikçi ürünler daha çok doğal ürün üreten Garden
of Eatin (tuzlular) ve Newman’s Own (kurabiye ve tuzlular) gibi firmalardan tarafından
piyasaya sürülmüştür.
Ekmek, hububat ve makarnayı kapsayan organik unlu mamuller sektörü satışları 20022007
yılları arasında %130 başka bir ifadeyle 2007 sabit fiyatları ile %101 oranında artmıştır.
Organik unlu mamullerin satışlarının düşük karbonhidrat diyeti nedeniyle düşüş
göstermemesinin nedeni, organik ürün tüketicilerinin üzerinde Dr. Atkins’in önerdiği rejimin
etkili olmamasıdır. Düşük karbonhidrat diyeti moda olmasına rağmen tahıl ürünleri satışları
tam tahıl ve yüksek lifli ürünlerle ilgili olumlu haberler sayesinde yeniden artmıştır.
Soslar, çeşniler tatlandırıcılar ve baharat gibi pek çok organik ürünün de 20022007
yılları arasında satışları artmış olup, Mc Cormik’s organik baharat çeşitlerini, Clorox’s
Hidden Valley Ranch organik salata soslarını piyasaya sürmüştür.
Son 10 yılda tüketicilerin organik ürün talepleri üreticilerin de daha fazla çeşitle ürün
sunmaları ile artış kaydetmiştir. Organik ürünler, 20.000 doğal gıda satış yapan mağaza ve
konsvansiyonel ürün satan manavların 3/4’ünde satılmaktadır. Son yıllarda yapılan sanayi
istatistiğine göre, organik gıda satışları toplam gıda satışlarının % 2.5’ini oluşturmaktadır.
Organik gıdalar 3 satış kanalı ile tüketicilere ulaşmaktadır. Bu kanallar doğal gıda
mağazaları, konvansiyonel ürün satan mağazalar ve tüketici pazarlarıdır.
Nutrition Business Journal’e göre ABD’deki organik gıda satışları 2005 yılında (5.7
milyon $, toplam gıda satışlarının % 2.5) iken 2007 yılında 18.9 milyar $’a çıkacağı tahmin
edilmektedir.
Organik meyve ve sebzeler, 30 yıl önce organik ürünlerin perakende satışlarının
başladığı dönemden beri en çok satılan organik ürünler olmuştur. 2005 yılı satışlarının
%39’unu meyve ve sebzeler oluştururken, süt ürünleri %15’ini, içecekler % 14’ünü,
paketlenmiş ve hazırlanmış gıdalar % 13’ünü, ekmek ve unlu mamuller % 10’unu,
atıştırmalıklar % 5’ini ve et, balık, kanatlı eti % 2’sini oluşturmaktadır.
Doğal gıda satan mağazalar 1990’ların başında ürün sayısı ve mağaza büyüklüklerini
artırırken konvansiyonel süpermarketler ve zincir mağazalar ise 1990’ların sonunda organik
ürün satmaya başlamışlardır. OTA (Organic Trade Assocation)’ya göre; 2005 yılındaki
organik satışların % 47’si bağımsız doğal gıda mağazaları ve doğal gıda zincirlerinden
yapılmıştır. Konvansiyonel süpermarketler, manavlar, toptancılar ve üyelik sistemi ile çalışan
mağazalar toplam organik satışların %46’sını gerçekleştirmiştir. Geriye kalan % 7’lik satışlar,
perakende mağazalar, çiftçi pazarları ve gıda hizmet sektörünce gerçekleştirilmektedir.
Mintel’in anket çalışması sonucunda ortaya çıkan tüketici tercihleri ise aşağıdaki gibidir.
Ankete katılan kişilere aşağıdaki sorular sorulmuştur.
Organik gıdaların sertifikasyonu ile ilgili ulusal standartlar 21 Ekim 2002 tarihinde
yürürlüğe girmiştir. Birleşik Devletler Tarım Dairesi (USDA)’nın 2000 yılı Aralık ayında
hazırladığı söz konusu standardlar “Organik” ürünler için ulusal bir tanımlama getirmiştir.
Böylece, üreticiler ve tüketiciler organik tarım ürünlerinin, canlı hayvanların ve işlenmiş
ürünlerin üretimi ve diğer konularla ilgili uygulama üzerine bir rehbere sahip olmuştur. Söz
konusu standartlar ayrıca, daha net etiketleme kriterleri ile genetik mühendislik metodları ile
üretilen gıdalar için organik kelimesinin kullanılmasının ve verimliliğini artırılması için
kullanılan antibiyotikler, sulama ve gübreleme konularına kurallar getirmiştir.
“%100 Organik” sertifikası olabilmesi için ürünler sadece organik içeriğe sahip olmak
zorundadır. “Organik” sertifikası alabilmesi için ürünlerin en az %95 organik içeriğe sahip
olması gerekmektedir. AB standartlarına uygun olarak “Organik içerik ile yapılmış olan”
etiketi ile etiketlenen ürünler en az %70 organik içeriğe sahip olmak zorundadır.
Organik Gıda Üretim Kanunu (Organic Foods Production ActOFPA)
ve Ulusal Organik Programı (National organic ProgramNOP)
tüketicilerin satın aldıkları ürünlerin organik olarak üretildiğini, işlendiğini ve ulusal organik standartlara göre
sertifikalandırıldıklarını garanti altına almaktadır. NOP’nin gerektirdiği etiketleme kuralları
işlenmemiş ürünler, taze ürünler ve üretilirken içerisinde organik ürün kullanılan işlenmiş
ürünlere uygulanmaktadır. Satılan, etiketlenen veya organik olarak tanımlanan tarım ürünleri
NOP standartlarına göre üretilmiş ve işlenmiş olmak zorundadır.
5000 $ ve altında satış yapan çiftlik ve imalathaneler haricindeki organik çiftlik ve
imalathaneler, USDA tarafından akredite edilmiş sertifikasyon kuruluşlarınca
sertifikalandırılmak zorundadır.
Etiketleme kuralları ürünün içindeki organik içeriğin yüzdesine göre belirlenmektedir.
“%100 organik” ve “Organik” etiketi kullanılan tarım ürünleri:
Tarım ürünleri için “%100 Organik” ve “Organik” etiketleri kullanılmaktadır. USDA’nın
Standard gerekliliklerini yerine getiren bu iki kategorideki ürünler, gıdaların organik
olduğunu belgeleyen yeşil ve kahverengi “USDA Organik” etiketini kullanabilmektedir.
“%100 Organik” etiketine sahip ürünlerin su ve tuz dışında içeriğinin sadece organik
olması zorunludur.
“Organik” etiketine sahip ürünlerin su ve tuz dışında içeriğinde en az %95 organik
ürün olması zorunludur. Ürünün geri kalan kısmı organik formu mevcut olmayan ulusal
listede yer alan onaylanmış spesifik olmayan maddelerden oluşmak zorundadır.
“%100 organik” ve “Organik” ürün gerekliliklerini karşılayan ürünlerin etiketleri
üzerinde bu ibareler ve içeriğindeki organik yüzde değeri yer alabilmektedir. USDA Organik
sertifikasının alındığın sertifikasyon kuruluşunun adına ürün paketinin üzerinde ve
reklamlarında yer verilebilir.
%100 organik ve organik etiketine sahip tarım ürünleri kullanılmasına izin verilmeyen
yöntemler, kanalizasyon suyu ve radyasyon kullanılarak üretilemez.
Tarım ürünleri için “%100 organik” ve “Organik” etiketleri kullanılmaktadır.
“Organik ürünler kullanılarak üretilmiştir” etiketi kullanılan işlenmiş ürünler:
İçinde en az %70 organik ürün kullanılan işlenmiş ürünlerde “organik ürünler
kullanılarak üretilmiştir” ibaresini kullanılabilmekte ve içinde kullanılan en fazla üç tane
organik ürün ya da ürün grubu etiketin ön yüzünde listelenmelidir. Örneğin, organik ürünler
ile üretilmiş bir çorba etiketi üzeride” organik bezelye, patates ve havuç ile üretilmiş çorba”
veya “organik sebzeler ile üretilmiş çorba” yazabilir.
İşlenmiş ürünler de kullanımına izin verilmeyen yöntemler, kanalizasyon suyu ve
radyasyon kullanılarak üretilemez. Ürünün içinde kullanılan organik ürünlerin yüzdesi,
sertifikasyon kuruluşunun logosu ürünün etiketinin ön yüzünde kullanılabilir. Bununla
birlikte, USDA etiketi ürün paketinde kullanılmayabilir.
İçinde %70’den daha az organik ürün kullanılan işlenmiş organik ürünler:
Bu ürünlerin etiketinin ön yüzünde organik kelimesi kullanılamaz. Bununla birlikte,
ürün içinde kullanılan organik ürünler etiketin bilgilendirme bölümünde belirtilebilir.
Etiketin yanlış kullanımına ver ilen cezalarNOP’ye uygun üretilmemiş ve işlenmemiş
ürünleri bilerek organik olarak etiketleyen veya satan kişiler en fazla 11.000 ABD doları
para cezasına çarptırılırlar.
Organik olarak etiketlenen her üründe, etiketin bilgilendirme bölümünde içinde
kullanılan organik ürünlerin belirtilmesi zorunludur.
Son ürünü sertifikalandıran sertifikasyon kuruluşunun adının etiketin bilgilendirme
bölümünde belirtilmesi zorunludur.
“İlaç ve büyüme hormonu kullanılmamıştır”, gibi gerçekçi ifadelerin de etiket
üzerinde kullanılmasında bir kısıtlama getirilmemiştir.
ABD ithalat gümrük oranları ürüne ve menşe ülkeye göre değişmekle birlikte ürün
organik ya da konvansiyonel olsun olmasın aynı oran uygulanır.
ABD’nin 2002 Armonize Gümrük Cetveline Birleşik Devletler Uluslararası Ticaret
Komisyonu’nun web sayfası olan http://dataweb.usitc.gov/ adresinden ulaşılabilir.
Ulusal Organik Programının (NOPNational Organic Program) oluşturulması
amacıyla hazırlanan Organik Gıdalar Üretim Kanunu (OFPAOrganic
Foods Production Act), Çiflik Kanun Tasarısı (Farm Bill)’nın bir parçası olarak adapte edilmiştir. NOP, organik
olarak üretilmiş gıdaların üretilmesi, işlenmesi ve pazarlanması ile ilgili federal standardları
belirlemektedir.
Organik Gıdalar Üretim Kanunu – OFPA’ya göre
· Organik olarak üretilen bazı tarım ürünlerinin pazarlanmasını yönlendiren standardlar oluşturulmalı,
· Tüketicilere organik olarak üretilen gıdaların uygun standardlarda olduğu garanti edilmeli,
· Organik olarak üretilen yaş ve işlenmiş ürünlerin eyaletler arası ticareti
kolaylaştırılmalıdır.
1993 yılında USDA (Amerikan Tarım Dairesi) tarafından Ulusal Organik Standardlar
Kurulunu’nu (National Organic Standards BoardNOSB) kurulmuştur. 16 Aralık 1997’de,
NOP (Ulusal Organik Program)’u kurmayı teklif eden düzenleme hazırlanarak 16 Mart 1998
tarihine kadar halkın yorumu için Resmi Gazetede (Federal Register) yayımlanmış olup, bu
düzenleme, organik tarımsal ürünlerin (ürün ve canlı hayvanların her ikisi için de) üretimi,
işlenmesi ve pazarlanması ile ilgili talepleri detaylarıyla içermektedir. Organik ticaret ile ilgili
son tüzük 21 Nisan 2001’de yürürlüğe girmiş ve 21 Ekim 2002’de tamamen uygulamaya
konulmuştur.
ABD’ye ihracat yapmayı düşünen her üretici/ihracatçı firmanın ABD pazarına girişini
sağlayacak bir sertifikasyon kuruluşu seçme zorunluluğu vardır.
Genelde, yabancı üretici/ihracatçı firmaların deneyimli ve kabul görmüş bir Amerikan
ithalatçısıyla anlaşması ve ithalatçı firmanın çalıştığı sertifikasyon kuruluşunun USDA
tarafından akredite olması tavsiye edilmektedir.
ABD’deki akredite yerel sertifikasyon kuruluşu sayısı 55 ve akredite yabancı
sertifikasyon kuruluşu sayısı 40 olup, http://www.ams.usda.gov/ adresinden akredite
sertifikasyon kuruluşlarına güncel olarak ulaşılabilmektedir.
Uygunluk değerlendirmesi tanınan ülkeler:
Ocak 2009 tarihi itibariyle USDA aşağıda belirtilen ülkelerin sertifikasyon
kuruluşlarını değerlendirmeye ve akredite etmeye yetkin oldukları konusunda çalışmalar
yapmaktadır.
o Kanada (ve iki ili)
o İsrail
o Danimarka
o Yeni Zelanda
o Quebec
o İspanya
o Birleşik Krallık
o Hindistan
Söz konusu ülkelerin değerlendirmeye yetkin akredite sertifikasyon kuruluşlarının
USDA NOP taleplerini karşılayabildiği kabul edilmektedir.
Denklik Değerlendirmesi yapılan ülkeler:
Amerika Tarım DairesiUSDA
aşağıdaki ülkelerle ilgili olarak da söz konusu ülkelerin
organik sertifikasyon programlarının NOP’nin teknik taleplerine ve uygunluk değerlendirme
sistemine denk olup olmadığını belirlemek için çalışmalar yürütmektedir.
o Japonya
o Avustralya
o Avrupa Birliği
Organik olsun veya olmasın ithal edilen ve ülke içinde üretilen gıdalar ile ilgili yasalar
birçok federal büro tarafından düzenlenmektedir. Bu bürolar:
o The Food and Drug Administration (FDA) http://www.fda.gov
o The U.S Department of Agriculture (USDA) http://www.usda.gov
o Centers for Disease Control and Prevention (CDC) http://www.cdc.gov
o Environmental Protection Agency (EPA) http://www.epa.gov
o US Customs Service http://www.customs.ustreas.gov
o Federal Trade Commission (FTC) http://www.ftc.gov
Şekil 4: Dağıtım Kanallarına Göre Or ganik Gıda Satışlar ı, 2004
Kaynak : The Handbook of Organic and Fair Trade Marketing, sf 18
Satın alınan organik gıdaların %60’ının konvansiyonel ürün satan mağazalardan
(süpermarketler, indirim üyelik gerektiren mağazalar, toptancılar ve küçük marketler)alındığı
tahmin edilmektedir.
ABD ve Kanada’daki bütün önemli süpermarket zincirlerinde organik ürün
satılmaktadır. En popüler organik ürünler taze meyve ve sebzeler, unlu mamuller, süt ürünleri
ve tahıllar olmakla beraber perakende mağazalarda çok çeşitli ürünler satılmaktadır.
Uzmanlaşmış perakendeciler, organik gıda satışlarının önemli bir bölümünün yapıldığı
dağıtım kanalı olup, bu perakendeciler 25.000 adet doğal gıda perakendecileri, organik ve
sağlıklı gıda mağazaları ve benzer perakendecileri kapsamaktadır. Bu perakendecilerin çoğu
New York, San Francisco, Los Angeles ve Toronto gibi büyük şehirlerdedir. Whole Foods
Market ve Trader Joe’s gibi büyük süpermarket zincirlerinde organik gıda satışlarının büyük
bölümü yapılmaktadır.
Zincir perakendeciler, Kuzey Amerika organik gıda sanayi üzerinde giderek etkisi
artan bir rol oynamaktadır. Gerçekten, perakendeciler arasındaki rekabetin gelecek yıllarda
%60Süpermarketler
%37Uzmanlaşmış
Perakendeciler Diğerleri
Pazar büyümesinde motor olması beklenmektedir. Bazı perakendeciler, organik ürünleri
gelirlerini artırıcı bir yol olarak görürken, diğerleri organik ürünleri diğer perakendecilerle
rekabette bir adım öne çıkmak için kullanmaktadırlar. Whole Foods Market’in büyümesini bir
tehdit olarak gören Safeway gibi süpermarketler organik perakende stratejileri
benimsemektedirler. Konvansiyonel mağaza kanallarındaki gelişmeler aşağıdaki gibi
sıralanabilir:
o WalMart,
2006 yılı Mart ayında organik gıda pazarlama faaliyetlerine başlamış ve
organik ürün yelpazesini 2 katına çıkarmıştır.
o Süper value, 2006 yılı Ocak ayında Sunflower Market isimli sadece organik ürün
satan bir süpermarket açmıştır. Hedef Sunflower Market’in ABD’deki sayısını 50’ye
çıkarmaktadır.
o Publix Super market, 2006 yılında Green Wise isimli iki tane organik ürün satan
mağaza açmayı planlamaktadır.
o Stop’n Shop, market içinde “mağaza içi mağaza” konseptinde organik ürün satmayı
denemektedir.
o Safeway, kendi mağazasına ait organik ürünleri “O Organic” adı ile 2005 yılından
beri satmaktadır. Markayı, medya reklamları ile de desteklemektedir.
Bu perakendeci girişimciler, organik ürünleri Kuzey Amerikalı tüketiciler için daha
kolay ulaşılabilir hale getirmektedir. Ayrıca, sektörde güven yaratmakta, yetiştiricileri daha
fazla organik ürün yetiştirmeleri için ve üreticileri daha fazla organik ürün imal etmeleri için
teşvik etmektedirler.
Tablo 43: Kuzey Amerika’daki Organik Ürün Satan Önemli Perakendeciler , 2006
Firma Adı Firma Detay Bilgileri Ülke
Ahold USA 2004 yılında Nature’s Promise markasını
piyasaya sürmüştür.
ABD Albertson’s Essensia markası ile organik ürünler satmaktadır.
ABD Kroger Natural Prefered markası ile organik ürünler satmaktadır.
ABD Safeway “O Organics” markası ile organik ürünlerini yeni bir marka ile satmaktadır.
ABDTrader Joe’s 250 mağaza ile ABD’nin en büyük ikinci doğal gıda perakendecisidir.
ABDWild Oat’s ABD ve Kanada’da 114 doğal gıdamağazasına sahiptir.
ABD Whole Foods Market Üç ülkede 175 mağaza ile dünyanın en büyük perakendecisidir.
ABD Loblaws “PC” markası ile Kanadalı en büyük organik ürün perakendecidir.
Kanada Planet Organic Kanada’daki önemli doğal gıda perakende zinciridir.
Kaynak: The Handbook of Organic and Fair Trade Food Marketing (Organic Monitor)
Kroger , 3700 mağazası ile ABD’nin en büyük gıda perakende grubudur. WalMart
satış itibariyle Kroger’i geçmiş olsa da Kroger ABD’deki hala en büyük zincirdir. Kroger
2003 yılı Nisan ayında Naturally Preferred markasını piyasaya sunmuştur. Bu marka altında
275 organik ve doğal ürünü 2005 yılı itibariyle 2500 süpermarketinde satışa sunmuştur. Bu
ürünler içinde organik bebek gıdaları, makarna, tahıllar, atıştırmalık ürünler, süt, yumurta,
meyve suyu ve soya ürün çeşitleri yer almaktadır.
Albertson’s 2500’den fazla mağazası ile ABD’nin en büyük ikinci süpermarket
zinciridir. Albertson’s süpermarketlerinde 1990’ların sonundan beri organik ürün satılmakta
olup, 2005 yılı itibariyle mağazalarının 2/3’ünde organik ürün satılmaktadır. 2003 yılında
Essensia markası ile organik ürün pazarlamaktadır.
Safeway, Kuzey Amerika’daki en önemli gıda perakendecilerinden biridir.
Mağazalarında meyve ve sebze süt ürünleri, atıştırmalıklar, tahıllar, kahvaltılık gevrekler ve
içecekler satılmaktadır. Kendi mağaza markasını yenileyerek 2005 yılında “O Organic” ismi
ile satmaya başlamıştır. 2006 yılında ürün yelpazesine unlu mamuller, süt ürünleri ve
dondurulmuş ürünleri ekleyerek 150 ürün çeşidine ulaşmıştır. Organik ürünler Safeway’in
1775 mağazasında satılmaktadır.
Ahold USA, ise organik ürünleri NewYorkLong Island bölgesinde kendine ait olan GaintCarlisle
mağazalarında satışa sunmaktadır. Eylül 2004’ten beri ise “Nature’s Promise”
ismi ile yeni bir markayı piyasaya sürmüş olup, yine kendine ait olan Gaint ve Stop and Shop
mağazalarında satmaya başlamıştır. Yaklaşık olarak 100 ürün çeşidi ile başladığı organik
ürünler satışları, 2005 yılında 200 çeşide yükselmiştir. Organik ürün yelpazesinde olan
çeşitler, süt, tereyağ, yumurta, meyve suyu, naturel kurabiyeler, et suyu ve cipslerdir.
WalMart, 3 kıtada 4800’den fazla mağaza ile dünyanın en büyük perakendecisi olup,
önemli bir organik gıda perakendecisi olma yolunda ilerlemektedir. 2005 yılında ABD’de
organik ürün satmaya başlayan WalMart, 2006 yılında birkaç ay içinde organik ürün çeşidini
iki katına çıkaracağını ilan etmiştir. 400 çeşit ürün satmayı planlamaktadır.
Whole Food Market, 1980 yılında Austin, Teksas’ta kurulmuş küçük bir mağaza iken
şimdi 3 ülkede 175 mağazaya sahip bir zincir haline gelmiştir. ABD dışında Kanada’da üç,
İngiltere’de yedi mağazası bulunmaktadır. Zincirin İngiltere pazarına girişi İngiltere’deki
“Fresh and Wild” isimli zincir mağazaları 2004 yılında satın almasıyla olmuştur.
Whole Foods Market’lerin ortalama mağaza büyüklüğü 3.000 m2 olup, mağazalarda
meyve ve sebze, süt ve et ürünleri, içecekleri ile giysi ve kişisel bakım ürünleri gibi gıda dışı
ürünler satılmaktadır. Organik ürün satışları, Whole Foods Market’in satışlarının %40’ını
oluşturmaktadır. Whole Foods Market kendi mağazasına ait 6 farklı marka ile 1300 çeşit ürün
satmaktadır. ABD’deki tüm süpermarketleri Quality Assurance International tarafından
organik sertifikalandırılmıştır.
Trader Joe’s büyüyerek ABD’nin ikinci büyük doğal gıda mağazası olmuştur. Trader
Joe’s “Pronto Markets” ismiyle 1958 yılında Los Angeles’da zincir mağaza olarak
faaliyetlerine başlamış olup, günümüzde 20 eyalette 250 mağaza ile hizmetlerine devam
etmektedir. Trader Joe’s mağazalarında sağlıklı gıdalar, organik ürünler ve gıda takviyeleri
gibi üst gelir seviyesine hitap eden ürünler satılmaktadır. 2000’den fazla çeşitte ve satışlarının 66-
%80’nini oluşturan kendi markalarını (Trade Joe’s, Trader Jose’s ve Trader Giotta’s)
geliştirmek üzerine çalışmalar yapmaktadır. Mağazaların ortalama büyüklüğü 1.000 m²’dir.
Mağazada pek çok organik ürün satılmakla birlikte bunların çok azı üretici firmanın markası
ile satılmaktadır.
Wild Oat’s Kuzey Amerika’daki üçüncü en büyük doğal gıda süpermarket zinciridir.
Kolorado Bolderd 1987 yılında kurulmuş olup, şu anda Amerika’nın 24 eyaletinde 110
mağaza ve Kanada’da 4 mağazaya sahiptir.
Wild Oat’s organik ürünler toplam satışların %40’ını oluşturmaktadır. Organik
ürünlere ek olarak doğal ürünler, gıda takviyeleri ve çevre dostu ürünler de satılmaktadır.
Wild Oat’s 2007 yılında Whole Food ile birleşmiştir.
Kanada’nın en büyük süpermarket zinciri olan Loblaws’ın 1.000’den fazla mağazaya
sahiptir. Lablows’da 2001 yılında 20 organik ürün satılırken 2005 yılında 300’ün üzerinde
organik ürün satılmaya başlanmıştır. Loblaw’sun kendi markası olan President’s Choice
Organics (PC Organics) tüm mağazalarında satılmaktadır. PC Organic adı altında meyve ve
sebzeler, ekmek, un, bebek gıdaları, peynir ve süt ürünleri, dondurulmuş gıdalar, makarna ve
sos çeşitleri satılmaktadır.
Organik ürünlerin satışı yıllık %30 artmaktadır. Bu büyük artışın nedeni mağazaların organik
ürün çeşidini artırmasıdır. Loblaws’un hedefi organik ürün satışının tüm gıda ürünleri
satışının %5’ini temsil etmesidir.
Planet Organic, Kanada’nın doğal gıda süpermarket zinciridir. İlk mağazası Haziran
2001’de Edmanton’da açılmış olup, 2005 yılında 5 mağaza ile hizmet vermekteydi. Zincirin
Kanada doğal ve organik pazarında söz sahibi olma planının bir parçası olarak başka zincirleri
bünyesine katmıştır. Bu çerçevede 35 mağaza sahibi “Sangster’s Health Centres” zincirini ve
vitamin, mineral ve bitkisel gıda takviyesi üreticisi ve dağıtıcısı olan “Trophic Canada”
firmasını 2004 yılında satın almıştır. 2005 yılında 17 mağazalı “Newfound Health” zincirini
de alarak büyümeye devam etmiştir.
Planet Organic süpermarketlerinde, mağaza içinde fırınlarda pişirilen unlu mamuller,
et, meyve ve sebzeler, salatalar, süt ürünleri, işlenmiş gıdalar ve tatlılar satışa sunulmaktadır.
Doğal kişisel bakım ürünleri ve tekstil gibi gıda dışı ürünler de satılmaktadır.
3.3.8. Organik ve Konsanviyonel Ürünler Arasındaki Fiyat Farkları
USDA tarafından organik ve konvansiyonel ürünlerin çiftlik ve perakende fiyatları
düzenli olarak raporlanmakla birlikte, USDA’nın AMS (Agricultural Marketing ServiceTarımsal
Pazarlama Servisi) tarafından bazı organik meyve ve sebzelerin toptan fiyatları son
10 yıldır açıklanmaktadır.
ERS’nin yaptığı çalışmaya göre meyve, sebzeler, tahıllar ve süt de fiyat farkları
oldukça yüksektir.
Etiketler : ABD,organik ürünler pazarı,organik ürün ihracatı