Anahtar Kelimeler: Türkçe'de import nedir,import ne demek,import ne anlama geliyor,import örnek cümleler
"import", bir ülkeye dışarıdan mal veya hizmet getirme işlemidir. Bu terim, bir ülkenin yurt dışından başka bir ülkeden mal alması veya bir ülkeden diğerine mal ve hizmet ithal etmesi anlamına gelir. Genellikle ticaret yaparken veya uluslararası ilişkilerde kullanılan bir terimdir.
Bir ülke, diğer ülkelerden çeşitli malları veya hizmetleri ithal edebilir. Örneğin, bir ülke elektronik eşyalar, gıda ürünleri, petrol, otomobiller veya herhangi bir malzemeyi başka bir ülkeden ithal edebilir. İthalat, bir ülkenin kendi sınırları içinde üretilmeyen veya yeterince bulunmayan malları veya hizmetleri dışarıdan getirmesini ifade eder.
"import" kelimesinin kullanıldığı örnek cümleler:
Last year, the country imported a significant amount of electronic goods from Asia. (Geçen yıl, ülke Asya'dan önemli miktarda elektronik eşya ithal etti.)
The company decided to import raw materials from overseas suppliers to reduce production costs. (Şirket, üretim maliyetlerini azaltmak için ham maddeyi yurtdışındaki tedarikçilerden ithal etmeye karar verdi.)
The government imposed new tariffs on imported vehicles to protect the domestic automobile industry. (Hükümet, yerli otomobil endüstrisini korumak için ithal edilen araçlara yeni tarifeler uyguladı.)
This country heavily relies on importing oil to meet its energy demands. (Bu ülke, enerji taleplerini karşılamak için petrol ithal etmeye yoğun bir şekilde bağımlıdır.)
As a result of the trade agreement, the company can now freely import agricultural products from neighboring countries. (Ticaret anlaşmasının bir sonucu olarak, şirket artık komşu ülkelerden tarım ürünlerini serbestçe ithal edebilir.)
The store imports luxury goods from Europe to cater to a niche market. (Mağaza, özel bir pazar için Avrupa'dan lüks ürünleri ithal ediyor.)
The country's economy relies heavily on importing technology and machinery for industrial growth. (Ülkenin ekonomisi, endüstriyel büyüme için teknoloji ve makine ithal etmeye ağır bir şekilde dayanıyor.)
Due to certain regulations, the company faced challenges when importing pharmaceutical products. (Belirli düzenlemeler nedeniyle, şirket ilaç ürünleri ithal ederken zorluklarla karşılaştı.)
The government aims to reduce its reliance on importing food by promoting local agriculture. (Hükümet, yerel tarımı teşvik ederek gıda ithalatına olan bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.)
Importing goods often involves customs procedures and tariffs at the border. (Malları ithal etmek genellikle sınırda gümrük prosedürleri ve tarifeleri gerektirir.)